“FOTOĞRAFI DÜNYANIN BAKIŞ AÇISIYLA ÇEKİYORSUN”

6 Şubat depremlerinde, baba Mesut Hançer ve kızının fotoğrafını çeken Agance France-Presse (AFP) Foto Muhabiri Adem Altan, bu yıl 39’uncusu düzenlenen Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin (TFMD) ‘Yılın Basın Fotoğrafları 2024’ yarışmasında Yılın Basın Fotoğrafı ve Deprem Fotoğrafı birincisi olarak büyük ödülü kazandı. Ankara‘nın yerel bir gazetesinde 41 yıl önce meslek hayatına başlayan foto muhabiri Adem Altan, bugün dünyanın en eski haber ajanslarından biri olan Agence France Presse (AFP) hâlâ fotoğraf servis ediyor. Foto Muhabiri’ne konuşan Altan, “Çektiğim bir fotoğraf dünyanın bir başka ülkesinde ya da aynı anda birçok ülkede yayımlanıyor. Uluslararası bir ajansta çalışmak bambaşka bir keyif” dedi.

Aynı zamanda TFMD Genel Sekreteri olarak görevini sürdüren Altan ile meslek hayatını ve 41 yılda geride bıraktığı tecrübelerini konuştuk. Mesleğe 1982 yılında Ankara Flaş Gazetesi’nde başladığını belirten Altan, ardından Nokta Dergisi’nde çalışmaya devam ettiğini anlatarak, “Basında en güzel yıllarım 13 yıl çalıştığım Nokta Dergisi’nde geçti desem yanlış olmaz” diye konuştu. Daha sonra Radikal ve Sözcü gazetelerinde önemli fotoğraflara imza atan Altan, 2008’den itibaren AFP’de görevini başarıyla sürdürmeye devam ediyor.

“AFP’DE ÇALIŞMAYA BAŞLAYALI 20 SENEYİ GEÇTİ”

Gazetecilikteki tecrübelerini aktaran Altan, “Günlük gazetelerde çalışırken yabancı ajanslarla da ilişkim vardı. AFP’de dâhil olmak üzere Ankara’dan fotoğraf ihtiyacı olduğu zaman bu ajanslar benden fotoğraf alırdı. AFP’de serbest olarak çalışmaya başladıktan 4 yıl sonra kadroya geçtim” dedi.

Sektörde önemli bir iz bırakan Altan, mesleğe başladığı dönemde basında yerel gazetelerin hâkim olduğunu ve televizyonun etkisinin henüz o kadar belirgin olmadığının altını çizdi.

YABANCI AJANSLA ÇALIŞMANIN AVANTAJLARI VE ZORLUKLARI

Altan, yabancı ajanslar ile Türk basını arasındaki farkları ve yabancı bir basın kuruluşunda çalışmanın avantajlarını, yaşadığı deneyimler üzerinden şöyle değerlendirdi: “Yabancı ajansta çalışmanın en büyük avantajı, çekilen fotoğrafların sadece bir gazeteye değil, dünya basınına hizmet etmesidir. Bu durum, çekilen fotoğrafların dünya çapında yaygın bir şekilde kullanılmasını sağlıyor. Çektiğin fotoğraf dünyanın her yerinde kullanılıyor. O fotoğrafı gazetenin bakış açısıyla değil de dünyanın baktığı açıyla çekiyorsun.”

HAFIZALARA KAZINAN FOTOĞRAFIN HİKAYESİ

Altan, 6 Şubat depremlerinde felaketin merkez üssü olan Kahramanmaraş’ta çektiği kare ile yaşanan acının fotoğrafını tüm dünyaya servis etti. Baba Mesut Hançer’in, enkaz altında kalan 15 yaşındaki kızı Irmak’ın elini bırakmadığı anı yakalayan Altan’ın fotoğrafı Türkiye’de ve dünya medyasında geniş yer bularak büyük yankı uyandırdı. Altan, çektiği fotoğrafın hikayesini şu sözlerle anlattı:

“ÇEK, KIZIMIN FOTOĞRAFINI ÇEK!”

“Kahramanmaraş’da depremin ikinci günü Ebrar Sitesi’nde yıkılmış binalar arasında dolaşıyordum. Ebrar Sitesi’nin konumu şöyleydi; sitenin üstü de altı da yoldu, üst kısmı daha yüksekte, yani oradan tüm siteyi görebiliyorsunuz. Ben aşağı kısımdaydım, üst tarafı fark edince yukarıya dolanarak sitenin üst kısmına çıktım. Birçok insan kurtarma çalışması yapıyor, yakınlarını arıyordu ama bir kişi hariç… Mesut Bey’in de turuncu yelek giymesi dikkatimi çekmişti. Enkazın başında oturuyordu. Aramızda 6-7 metre de mesafe vardı. Biraz dikkatle bakınca bir el tuttuğunu fark ettim. İnsanlar acı içinde olunca fotoğraf çekmekte de çekiniyorsun. Birkaç kare çektikten sonra Mesut Hançer de benim fotoğraf çektiğimi fark etti ve ‘Çek, kızımın fotoğrafını çek!’ dedi. ‘Kızım’ dediği anda gözlerim dolmuştu. Benimle konuşmasından cesaret alarak, adını ve kızının adını sordum. Sabah 10.00 sularında görmüştüm, öğleden sonra 15.00’e kadar ben de onunla bekledim. Hançer, bu zaman diliminde de kızının elini hiç bırakmadı, bıraktığı zamanda da kızı Irmak’ın başını okşadı. Fotoğraf geçmem gerekiyordu ve bulunduğum yerde internet yoktu. Bu yüzden bölgenin dışına çıktık. Geri döndüğümde orada kimse yoktu.”

KUZENLERİ ÇOK ISRAR ETMİŞ

Yerle bir olan Ebrar Sitesi’ni ve Irmak’ın hikayesini de anlatan Adem Altan, şöyle devam etti:

“Ebrar Sitesi’ndeki o ev, Irmak’ın babaannesinin eviymiş, kendi evleri ise dededen kalma 2 katlı bir evmiş ve depremde hasar görmüş ama yıkılmamış. İki amcası da şehir dışında oturuyorlarmış ve annelerini ziyarete gelmişler. İki kuzeni de Irmak da burada bizimle kalsın diye birkaç gün de beraber kalmışlar. Depremden bir gün önce hep beraber hamama gitmişler. Irmak o gün eve dönecekmiş ama kuzenleri çok ısrar etmiş ‘Bu gecede kalalım’ diye. Annesi de kalmasını istememiş. Gece uyumadan önce de annesine mesaj atmış ‘Aşkım uyuyorum’ diye, annesi cevap vermemiş. Annesi sonra cevap vermediği için çok pişman olmuş.”

“BU FOTOĞRAF ACININ VE FELAKETİN SEMBOLÜ OLDU”

Fotoğrafı AFP servis ettikten sonra binlerce insanın, o fotoğrafı sosyal medyada paylaştığını söylen Altan, “Günlerce bu fotoğrafa tüm dünyadan mesaj yağdı. Mesut Hançer ve ailesine tüm dünyadan insanlar yardım etmek istediklerini belirten mesajlar attı. Bu fotoğraf acının, felaketin sembolü oldu. Ben daha önce yaşanan depremlerde de görev yaptım. O depremlerde de üzülerek görev yaptım. Ancak ilk defa gözlerim dolarak fotoğraf çektim. İnsanlar yıllar geçsede depremi bu fotoğrafla hatırlayacaklar. Benim de ömrüm boyunca aklımdan hiç çıkmayacak bir kare olarak hafızamda hep kalacak” dedi.

 

YILIN BASIN FOTOĞRAFI ÖDÜLÜNÜ KAZANAN ADEM ALTAN KİMDİR?

Foto muhabirliğine 1982 yılında Flaş Ankara’da başlayan Adem Altan, Nokta Dergisi, Radikal Gazetesi ve Sözcü Gazetesi’nin ardından Fransız AFP ajansında çalışmaya başladı. Farklı dönemlerde Türkiye Foto Muhabirleri Derneği yönetiminde de başarıyla görev yapan, basın fotoğrafçılığı alanında çok sayıda ödül sahibi Altan, evli ve 2 çocuk babası.