VOLKAN NAKİPOĞLU

Volkan Nakiboğlu, 1995 yılında TRT’de stajyer olarak başladığı kameramanlık macerasında çeyrek asrı tamamlamak üzere. Mesleğin tecrübeli isimlerinden,  yaşam boyu onur ödülü ve sürekli basın kartı sahibi… Kameramanlık mesleğinin geleceğine ilişkin ciddi endişeler taşısa da, umudunu yitirmiyor. “Gençler artık kamera arkasını değil kamera önünü hedefliyor” diyor. Halen serbest kameraman olarak çalışan Nakiboğlu,  bağımsız çalışmaktan mutlu. “Memnunum, tavsiye ediyorum yani gerçek gazeteciliği günümüzde serbest çalışanlar yapıyor diye düşünüyorum” diye belirtiyor

Bir duayen olarak, bu meslekteki gençler ile ilgili gözleminiz nedir diye sorulara başlasak?

Kameramanlık için şunu gözlemliyorum:  İyi yetişemiyor çocuklar. Bu neden? diyeceksin. Çünkü üstündeki abileri ablaları bence iyi yetiştirmiyorlar yetiştiremiyorlar. Bilgiyi paylaşma konusunda biraz ketum gibiler. Bilgi paylaştıkça değerlenir. Kendi tecrübeni bir sonraki nesillere aktaracaksın ki, farklı bir bilgi ve beceri, bir şeyin varsa, bir sonraki nesilde üstüne katlanarak devam etsin. Gerçi günümüz haberciliğinin değeri de tartışılır ama çocuklar geliyor staj yapıyor ve gidiyor. Artık televizyonlarda asistan dediğin bir kadro yok. O yüzden habercilikten ziyade prodüksiyon sektöründe çalışan çocukların daha iyi yetiştiğini düşünüyorum. Bir de eğitimini üniversiteden alıp gelen gençler, bizim ajansa da gelenlerden gözlemlediğim, foto muhabiri olmak için geliyorlar, staj alıyorlar fotoğraf çekmeyi bilmiyorlar.

İLETİŞİM FAKÜLTELERİNDE TEORİ VAR, PRATİK YOK

Sence neden kaynaklanıyor mesleğe adım atarken yaşadıkları bu eksiklik?

Okulda yeterli pratik eğitim alamıyorlar bence. Teoriğini alıyorlar ama bunu pratiğe dökme imkanı olmuyor. Hocalarının herhalde düşündüğü şey şu: “Staj yaparken bunun pratiğini yaparsınız”. Eğitimin de temelin de çok sağlam olması lazım. Teoriğin sağlamsa, pratiğe dökmen de rahat oluyor, güzel oluyor, keyifli oluyor

Tabi bir de okulların olanakları meselesi var. Bizim eski muhabir arkadaşlardan biri akademisyenliği seçti. Bir üniversitede şimdi yardımcı doçent…   Okulun bir stüdyosu, fotoğraf kulübü yok. Fotoğraf makineleri, kameraları yok.  Çocuklara ödev veriyorsun ama çalışacakları malzeme yok.  Ayrıca gençlerin bir doğruyu seçmiş olması konusunda hemfikir olmaları lazım. Yani ben gazeteciliği seçtim ne olacağım? Foto muhabiri olacağım, kameraman olacağım. O yönde adım atması, hedef olarak belirlemesi lazım. Sürekli basın kartım var. Niye hala kameramanlık yapıyorum? Benim en büyük hedefimdi.  Kameraman olmak benim hayalimdi. Bayılıyorum, mesleğimi yapmayı çok seviyorum. İster dslr makineyle, ister kamerayla veya bir cep telefonuyla görüntü almayı çok seviyorum. Benim cep telefonuyla çekip fotoğraf gönderdiğim arkadaşlarım var, haberde kullanıyorlar, vesaire yapıyorlar. Öncelikle işini seveceksin.

Başta kameraman olacaklara,  gazeteci olmak isteyenlere tavsiyen ne olur?

Zaman zaman üniversiteden çağırıyorlar söyleşilere.  Çocuklara, ideallerini soruyorum. Hepsinin hedefi, kamera karşısında olmak. Kimse kameraman olmak istemiyor. Fotoğraf konusu yine biraz daha cezbedici… 10 çocuktan bir veya ikisi kameraman olmak istediğini söylüyor.  Böyle giderse meslek ölecek herhalde… Meraklı olup bu işin tekniğine eğilen çocuklar  yok. Daha çok fotoğraf üzerine şeyler soruyorlar.

Çocuklar için tavsiyem; bir hedefleri olması lazım.  İletişim fakültesine girmişsin, bir hedefin olmalı. Herkes kamera karşısında olursa, kamera arkasında kim çalışacak?  Zaten merakı olmayan insandan bir şey beklemek anlamsız ama hedefi olan çocuklar, kameramanlığı seçmeliler, bu meslek yok olmayacak bir meslek. Habercilikte tamamen canlı yayınlara dönmüş bir sistem var ama illa ki bu haberciliğin özel haberi var, görüntünün anlattığı bir format var. Televizyon oldukça, sosyal medya oldukça bunun bir de çekeni olacak.  Yani kameranın vizöründen bakan birileri olması lazım yoksa o görüntü olmuyor.

 

“GENÇLER KOLAY BAŞARI İSTİYOR”

 Gençlerle ilgili başka söyleyecekleriniz var mı?

Var.  Yeni nesilde gözlemlediğim, çabuk basamakları çıkıp, kolay başarı elde etmek istiyorlar. Başarının bence kolayı yok. Emeksiz bir başarı yok, o net. Cumhurbaşkanı takip edeceksin, başbakan takip edeceksin, toplumsal olaylara gideceksin, Allah göstermesin ama deprem olacak, sel basacak, uçak düşecek, biri birini vuracak, yangın çıkacak, oralara gideceksin, o alanda tecrübe kazanacaksın ki bu mertebeye gelesin öyle değil mi? ben AFP’ye  çalışıyorum dışarıdan. İlk görüntüyü 2016’nın 10 Kasım’ında istediler. “Volkan Anıtkabir’den üç röportaj ve özel görüntüler istiyoruz senden. Yapar mısın, başlangıcı öyle yapalım” dediler. Ben de ekipman, asistan kiraladım gittik çalıştık. Ama nasıl çalıştık, bugüne kadar ben herhangi bir haber için meslek hayatımda öyle çalışmadım yani. Çok özel çalıştık, çok özel şeyler istediler, özel açıları yakalayarak, özel röportajlar yaptık, montajladık, gönderdik çok beğendiler. O gün bu gündür de çalışıyoruz.

Şimdi neler yapıyorsunuz?

Şimdi  serbest çalışıyoruz benim zaten kökenim program kameramanlığından geliyor, öyle de bir avantajım olduğu için özel işler de yapıyorum.  Sosyal medyaya video istiyorlar, fuar için filmler istiyorlar falan… İnsanlar artık daha çok sosyal medya için video istiyorlar. Sosyal medya ortamında daha çok izlendiğini düşünüyorlar ki öyle olmuş herhalde. Örneğin klinik açılışı var İnstagrama çok kısa bir dakikalık görüntü koyabiliyorsun, fazlasını kabul etmiyor, onun için bile özel video istiyor insanlar. Cep telefonundan bilgi edinme oranı yüzde 68  olmuş. Dünya üzerinde belki de televizyonlar terk edilecek ama video ve fotoğraf hiçbir zaman terk edilmeyecek.

 

“FOTOTĞRAFIN ETKİLEYİCİLİĞİ DAHA FAZLA”

 Fotoğraf da çekiyorsunuz. Fotoğraf merakı nereden?

Fotoğraf hobim ama kameramanlık benim profesyonelliğim. O hobi olarak… Aslında Okula başladığımda ilk fotoğrafa merakım vardı.  Ama hedefim kameraman olmaktı.  Fotoğraf başka bir olay; bir tek kare sana her bir şeyi anlatabiliyor, çok şey ifade edebiliyor. Ha görüntü dersen, görüntünün de devamlılığı var. Fotoğrafın etkileyiciliği daha fazla bence, o bir kare sana dramı da veriyor,  mutluluğu da. O bir kare, düşündürüyor her şeyi anlatıyor sana.

İlginç olaylar gördünüz çektiniz  yaşadınız bunlardan bahsedelim

Yani bir sürü olay yaşadık. Haber Türk’teydim, İstanbul’dan program ekibi gelmişti. Şimdi Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı olan Fatma Şahin, o dönem AKP’nin kadın kolları başkanı. Fatma Hanımla genel merkezde ayaküstü bir röportaj yapacağız. Yaz dönemi işte gelir staj yaparlar falan ama o dönem uzun süreli staj yapan çocuklar vardı.  Çocuklara,  “kamera hazırlayın ayaküstü bir röportaj yapacakmışız, ters mikrofonu, pilleri tazeleyin, yeter” dedim.  Fatma Hanım’ın genel merkezdeki odasındayız, program ekibi yanımda ‘hadi başlayalım’ dedik. Kamerayı aldım, basıyorum, kayda girmiyor, “no disc” yazıyor. Asistana güvenmişsin, içine disk koymamış.  Normalde yan yağmurluk cebine de yedek disk konulur, onu da koymamış.  Bir anda kaynar sular döküldü başımdan aşağı. Haber Türk ile parti genel merkezi çok yakın. “Efendim, çok özür dilerim, kamera kayda girmiyor. 5 dakika müsaade eder misiniz, televizyondan yeni kamera isteyeceğim” dedim.  Fatma Şahin, “tabi tabi” dedi. Hemen telefon ettim yeni kamera gönderdiler. Tabi bu arada elimdeki kameranın açtım menüsüne falan baktım, bozuk olduğuna inandırıcılığı olsun diye… O akşam biraz sert bir konuşma yaptım asistanlara. Bunu da kimse bilmez, bir dost meclisinde anlatmışımdır,  ilk kez burada dile getiriyorum.

Başka eklemek istediğiniz bir şey var mı ?

Bugün dslr kameralar var, kullandığımız fotoğraf makineleri mark 3 veya Nikon’un dx4 mü diyorsunuz çok güzel video çekiyorlar bugün biz belgesellerin bir kısmını o kameralarla çekiyoruz. Arkadaşlarımızın büyük bir çoğunluğu dslr makine kullanmayı bilmiyor ve çok yadırgıyorum çünkü kendini geliştireceksin teknoloji devamlı ilerliyor. O yüzden “kameraman oldum, foto muhabiri oldum”la olmuyor. Kendini geliştireceksin, öğreneceksin dslr’yi de öğreneceksin, film kamerasını da öğreneceksin, bilgileneceksin. Bugün internet ortamında önün o kadar açık ki, bilgiye istediğin yerden ulaşıyorsun.

Meslek güzel bir meslek de ne ekleyebilirim? Bizim o cafcaflı çalıştığımız, böyle çok şevkle, istekle çalıştığımız dönemler geri gelecek diye özlemle bekliyorum. Yani o eski siyasilerin olduğu dönemlerde, farklı bir detay almak, farklı bir görüntü almak için çabalardık. On saniyelik görüntü seni haberinde bir numara yapar. Mesela Fox’ta çalışan çocuk Canberk daha yeni bir çocuk ama iyi yetişiyor. İyi bir kameraman olur inşallah Süleyman Soylu ile Berat Albayrak’ın birbiriyle çarpışması üç saniyelik görüntü. Omuz atıyor Süleyman Soylu. Çocuk ödül aldı, günlerce konuşuldu. Ama backgroundı var demek ki… Takip etmiş, aralarında bir problem olduğunu görmüş, ‘ben bunları takip edeyim’ demiş çocuk…

Sana bir hikaye anlatayım Binali Yıldırım’ın başbakanlık dönemi Haber Türk’teyim Güven Hastanesi’ne geldi Binali Yıldırım.  Anlatacağım şey dikkatle alakalı bir olay.  Kapının önünde beklerken, tabi göz aşinalığı var, iki korumayı beyaz önlükle gördüm. Doktor önlüğü takmışlar. kulaklıklarını da görünce emin oldum. Muhabire, “ben korumaları çekeceğim, haberi onun üzerine kurarsın” dedim. O kadar kameraman varız orada bir ben bir de o zamanlar Fox’taydı Cemal Gökçamlı fark etmiş, bir ikimiz çekmişiz. İşte haberci de buna dikkat edip fark ettiği zaman haber oluyor.

 

VOLKAN NAKİBOĞLU KİMDİR:

1995 yılında TRT’de kameraman asistanı olarak mesleğe adım attı. İki yıllık asistanlık deneyiminden sonra Flash TV’de kameraman olarak çalışmaya başladı. Flash TV’nin ardından Kanal A’ya, daha sonra da Eylik TV’ye transfer olan Nakiboğlu 3,5 yıl süren BRT kanal macerasından sonra 5 yıl Show TV’de çalıştı.  Kanal 1 ve HaberTürk televizyonlarında da görev alan Nakiboğlu’nun, meslek hayatı, prodüksiyon kameramanlığı, program kameramanlığı ve daha sonra haber kameramanlığı olarak devam etti. TRT Belgesel ve TRT Haber de çeşitli projelerde de görev alan ve halen belgesel projelerinde çalışmaya devam eden Volkan Nakiboğlu ayrıca sosyal medya ve tanıtım filmleri de çekmektedir. Sektörde yaşam boyu onur ödülü ve sürekli basın kartı sahibi olan Nakiboğlu, serbest kameraman olarak birçok yabancı ajans (AFP, Deutchewelle gibi) ve TV ile çalışmaktadır.