FATMAGÜL MERCAN

TFMD Yılın Basın Fotoğrafları 2020’de üniversite öğrencilerine yönelik Ara Güler Özendirme Ödülü’nde seri fotoğraf dalında birinci olan Fatmagül Mercan’la ‘Foto Muhabiri’ için konuştuk. Mercan, fotoğrafa olan ilgisini ve ödül kazandığı mültecileri konu alan karelerini anlattı.

ADALET VE ÖZGÜRLÜK İLHAM OLDU

Kendini tanıtabilir misin? Vizörün arkasındaki Fatmagül Mercan’ın hikayesi nasıldır?

Çocukluğum ve hayatımın en güzel yılları İzmir’de geçti. İlk üniversitemi bitirip hayatımı birleştirdiğim eşimle beraber yaşadığım İstanbul bana hayata bakış açısından çok şey kattı. Sokak hayvanlarına olan ilgim onlara beslemeye başlamam, mülteci sorunu ve yaşadığımız çağdaki toplumsal olaylar, adalet, özgürlük gibi kavramlar beni bireysel sorgulamalarımla fotoğraf sanatının içine itti. Şimdi ise Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fotoğraf Bölümü 3. sınıfta okuyorum.

Fotoğrafa ve foto muhabirliğine olan ilgin ne zaman ve nasıl başladı?

Fotoğraf benim için her zaman vazgeçilmez bir tutku ve yaşam tarzı oldu. Lise yıllarında okuduğum Necati Cumali’nin öykü kitabı olan “Yalnız Kadın” kitabının kapak fotoğrafının Ara Güler’e ait olduğunu gördüm Büyük ustayla tanışmam böyle oldu ve içimdeki fotoğrafçılığa karşı bir ilgi başladı. Yıllarca portre fotoğrafına ilgi duyup çeksem de dünyanın kanayan yarası mülteci sorunu beni bu alanda daha fazla fotoğraf çekmeye itti. Fotoğraf makinasıyla tanışmadan önce kardeşim Aykan Mercan’ın bana düzenli ve sürekli aldığı dergi ve kitapları okuyarak, fotoğraf sitelerinden fotoğraf bakarak geniş bir ufka ve hayal gücüne sahip oldum.  Benim için İstanbul masal şehri gibiydi ve gezilecek görülecek yerleri hiç bitmiyordu Ara Güler’in fotoğrafları geliyordu gözümün önüne bana ilham veriyor ve içimdeki fotoğraf çekme isteğini daha da arttırıyordu. 2009 yılında başladığım bir kursla ilk makinamı aldım. İlk fotoğraflarımı İstanbul sokaklarında çekmeye başladım. 2010 yılında Aşura meydanındaki törenleri fotoğraflamaya başladım. Daha sonra sürekli çektiğim bir proje haline geldi o fotoğraflar. Sosyal ve sürekli olan olay ve eylemleri çekmem böyle başladı. 2013 yılında Gezi parkı eylemleri fotoğraf hayatımda benim için dönüm noktası oldu. Her gün makinamı alıp bu toplumsal olayları fotoğraflayarak eğitim çalışması gibi fotoğraflar çekiyordum. Bu süreçten sonra daha fazla eylem ve toplumsal olayların içinde oldum. 2014 yılından itibaren fotoğrafta uzun vadeli ve sürekliliği olan projeler yapmaya başladım. 2015 yılında Galata Fotoğrafhanesinde bir senelik Belgesel Fotoğrafçılık ve Basın Fotoğrafçılığı kursuna katılarak bilgilerimi arttırdım.2015-2016 yılları arasında bana fotoğraf çalışmalarımda çok fazla katkısı olan fotoğraf sanatçısı ve fotoğraf öğretmeni Cüneyt Çelik’ten dersler alarak hem teknik hem sanatsal olarak kendimi geliştirerek fotoğraf gözümü ve ufkumu geliştirdim. Ama bu kadar çok teknikle ilgili kendimi geliştirmek tam anlamıyla bana yetmiyordu, fotoğrafın sanatsal kısmını daha çok öğrenip işin içine girmek istiyordum. Bu nedenle fotoğraf okumak doğru bir yol olacaktı. 2017 yılında Marmara üniversitesi GSF Fotoğraf bölümüne girdim. Okulda fotoğraf-sanat ilişkisi üzerine 3 yıldır Prof. Dr. Ergün Turan hocamdan aldığım sınırsız bilgiler sayesinde kendimi sürekli geliştirme olanağı buluyorum.

Röportaj: Mert Gökhan Koç