Türkiye’ye sığınan başta 3.6 milyon Suriyeli olmak üzere mülteci, göçmen, sığınmacıların sorunları, toplumun ve medyanın bakış açısı masaya yatırıldı.

ORTAK AMAÇ İÇİN BULUŞMA

Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD) ve Mülteci Destek Derneği’nin (MUDEM) Medya ve Mülteciler Basın Buluşma toplantıları Ankara, İzmir ve Van’da yapıldı. Avrupa Birliği tarafından finanse edilen “Türkiye’deki Irak ve Suriye Krizinden Etkilenen Sığınmacılar için Geliştirilmiş Destek” projesi kapsamında yapılan toplantılara 500’e yakın gazeteci, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, mülteciler konusunda çalışma yapan resmi kurumlar ile AB temsilcileri katıldı.

BASIN EMEKÇİLERİNE BÜYÜK ROL DÜŞÜYOR

SGDD Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak, Türkiye’nin son 6 yıldır dünyada en fazla mülteci ağırlayan ülke konumunda olduğunu belirterek, “Mültecilerin toplumumuza ve yerel halkla olan uyumunun tesisinde, basın mensuplarına büyük rol düşmektedir. Haberlerde kullanılan dil, konuyla ilgili doğru terminolojiye hakimiyet gibi konular, ülkemizin dünyada örnek olan çalışmalarına büyük katkılar sağlayabilecek güçtedir. Mülteci, sığınmacı, uluslararası koruma, göçmen, kaçak göçmen, yasa dışı göçmen birçok tabir kullanıyoruz, fakat her biri ayrı ayrı anlam ifade ediyor. Uluslararası hukukta sığınmacı tanımı ile mülteci tanımı arasındaki önemli farklar var. Düzensiz göçmen, uluslararası terminolojiye yerleşmiştir. Kaçak göçmen tanımı kişileri suçluymuş durumuna sokuyor. Düzensiz göçmen, düzensiz bir şekilde hareket halindeki grupları ifade ediyor, yani bu kişilere uluslararası platformda yasa dışı göçmen ya da kaçak göçmen denilmiyor” ifadelerini kullandı.

İSTİSMAR ETMEDEN İSTİHDAM ETMEK

“Deneyimlerle Göç” oturumunda konuşan Gazeteci / Belgesel ve Film Yapımcısı Coşkun Aral, bireysel olarak mülteci dramıyla ilk kez, 1970’lerde mülteci durumuna düşmüş insanların yollarını takip ettiği İran ve Kuzey Irak’ta tanıştığını, 1980’li yıllarda Lübnan’da Suriye yüzünden mülteci olanları gördüğünü, daha sonra da Filistinli mültecileri tanıdığını anlattı. Aral, “Savaşların temelinde ‘korku ve bunun yarattığı cepheleşmenin’ var. Şuan Türkiye’de 3.6 milyon Suriyeli var, diğerleriyle yaklaşık 5 milyon mülteci var. Suriye’de durum düzelse bile, bu insanların yarısı burada kalacak. Suriye’deki sistem Türkiye’den daha iyi olmadığı sürece kimse dönmez. Ülkemize gelenler ağırlıklı Kuzey Irak’tan, fakir bir bölgeden geldiler. Onları, üretici konuma getirmeliyiz. Hem ekonomiye katkılarını sağlamak hem de kendi geleceklerinde daha iyi bir yaşama sıçrama yapmalarına olanak sağlamalıyız. Suriyeliler tarımdan anlıyor. Onları istismar etmeden istihdam etmek gerek” ifadelerini kullandı.

TEMSİLCİLERİN GÖZÜNDEN

“Medyada Göç ve Mültecilerin Yeri” konulu oturumu yöneten Kanal D Ankara Temsilcisi Ercan Gürses,  “Şahsi gözlemim, 1 yılda kendimizi geliştirmişiz, bazı haberlerin nereye gideceğini daha iyi öngörmeye başlamışız” ifadelerini kullanırken, Haber Global Ankara Temsilcisi Faruk Demirel ise sığınmacılarla ilgili yaptıkları haberlerde gösterdikleri özene dikkat çekerek, Türk halkı ve Suriyeli sığınmacılar arasındaki sosyal uyuma katkı sağlayacak, yapıcı haberlerin önemine dikkat çekti. Demirel, son 1 yılda özellikle hem yerel medyanın, hem de ulusal medyanın soğukkanlılığını koruyarak, haberleri birden fazla kaynaktan kontrol ederek bilgi kirliliğini önlediğini vurguladı.

HER FOTOĞRAF BİR HİKAYE ANLATIYOR

“Fotoğraf aslında provakatif bir şey de olabilir” diyen Türkiye Foto Muhabirleri Derneği Başkanı Rıza Özel, fotoğraflar üzerinde yapılan bazı değişikliklerin, büyük anlam farklılıklarına yol açtığını vurguladı. TFMD’nin her yıl düzenledikleri yarışmada, son yıllarda sığınmacı ve göçmen fotoğraflarının ödüllerdeki ağırlığının arttığını anlatan Özel, “Mültecilerin fotoğrafları bir hikaye anlatıyor çünkü” dedi.

ÇOK AĞLADIĞIMI BİLİYORUM

Türkiye Haber Kameramanları Derneği Başkanı Aytekin Polatel ise 27 yıldır kameramanlık yaptığını, mülteci haberlerinde en çok kadınların ve çocukların durumlarından etkilendiğini belirterek “Vizörün arkasında çok ağladığımı biliyorum” dedi. Yerel Medya’da Göç ve Mültecilerin Yeri toplantısında konuşan Syria TV Spikeri Aslan Allaz, “Suriyeli ve Türk gazetecilerin birbiriyle iletişim içinde olması çok değerli. Yüzlerce Suriyeli gazetecinin sesini aktarıyorum burada. Özgür medya, gerçeği dürüst bir şekilde aktaran medyadır. Türkiye’de bulunan Suriyeli gazeteciler olarak, kültürel ve toplumsal yönleriyle Suriyelilerle ilgili her konuyu takip ediyoruz. Gerçekleri, olumlu yönleri pekiştirerek haberlerimize yansıtıp, olumsuzluklarla çözüm arayışımızı sürdürüyoruz. Türkiye’de farklı illerde 200’den fazla Suriyeli gazeteci var. Suriye kamuoyu üzerinde etkimiz olduğu kadar, haberlerimizle Arap dünyasına da etki ediyoruz” dedi.