ADEM MELEKE

Hayatını fotoğrafa adayan Adem Meleke, “Biz fotoğrafçılar dünyanın en çok konuşulan dili olan fotoğrafçanın edebiyatını, şiirini, makalesini yazıyoruz” diyor. Türkiye’de hali hazırda ulusal olarak basılan ve dağıtılan tek fotoğraf dergisi GezginFoto’nun imtiyaz sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Meleke ile fotoğrafçılık, gezginlik ve foto muhabirliğini üzerine konuştuk. Mobil Fotoğrafçılığın 33 Altın Kuralı isminde bir de kitabı bulunan Meleke yeni gezi ve kitap projelerini Foto Muhabiri’ne anlattı…

FOTOĞRAFÇA’NIN DİLİ..

Biz fotoğrafçılar dünyanın en çok konuşulan dili olan fotoğrafçanın edebiyatını, şiirini, makalesini yazıyoruz. Yaklaşık 30 yıldır sürdürdüğüm gezgin-fotoğrafçılık yolculuğumda hep bu argümanı rehber edindim. İster gezi amaçlı olsun ister haber amaçlı olsun bir yere gidip deklanşöre dokunduğumda amacım, bir roman, bir şiir tadında fotoğraflar üretmek oldu. Bir haber fotoğrafı çekerken önemsediğim şey bu haberi okuyacak kişinin evrensel hukuktaki haber alma özgürlüğüne hizmet etmek oldu. O sorumlulukta davrandım. Bu sorumluluğun içe dönük yüzü ise hep pozitif bilgi oldu, hep öğrenmek oldu. Empati kurmadığınız, dokunmadığınız, koklamadığınız hiçbir karenin gerçek olmadığına inanırım.

YÜZ ÜLKE, TÜRKİYE’DE 81 İL…

Yüze yakın ülkeye gittim, ülkemde 81 ili, 300 den fazla ilçeyi ve bine yakın köyü gezdim. Hepsinde yemekler yedim, sohbetler ettim, güldüm, ağladım. En önemlisi tanık oldum.

Fotoğrafladıklarım kadar fotoğraflamadıklarım hayat hikayemde yer edindi. Doksanların başında Arnavutluk’ta komünizm çökerken şahit olduklarım okuduğum bütün tarih kitaplarındaki bilgileri revize etti. Yine doksanların ortasında Bangladeş’teki fakirlik ve çaresizlik beni insan yapan yapı taşlarıma bir yenisini ekledi. Kayseri’de babası ile tartışan 16 yaşındaki bir kızın babasına taşla vurduğu sırada ise makinamı indirdim, tek kare bile çekmedim. İnsanlardan bir insan olma düsturuma uygun hareket etmek hep şiarım oldu.

TAŞRALI ÇOCUKKEN…

Seksenlerde taşrada bir çocukken National Geographic Dergisi bulunduğum ilçeye (Bafra) gelmezdi. O gün için bir buçuk saat mesafedeki Samsun’a gidip dergiyi alırdım. Dergideki tüm kareler benim için bir rüya gibiydi. Çünkü tıpkı Sezen’in söylediği gibi köyün en son çiti benim için dünyanın sonuydu. Yine aynı dönemde Coşkun Aral’ın televizyon için yaptığı haber-belgesel içeriklerini seyrettiğimde onun gerçek insan olmadığını düşünürdüm. Gel gör ki bugün bir gezi fotoğraf dergisi çıkarıyorum ve Coşkun Aral benim nikah şahidim oldu. Demem o ki taşrada bir çocuğun bütün masalsı hayallerini gerçekleştirdiği bir yol oldu fotoğraf benim için.

DEKLANŞÖRE İLK DOKUNUŞ…

Fotoğraf hikayem rahmetli dayım Muhammet Şenses’in makinasının deklanşörüne basmama izin vermesi ile başladı. Üniversitede seyyar fotoğrafçılıkla para kazandım. Değişik işlerde de çalıştım elbet ama hayatımı şekillendiren yolun taşlarını hep fotoğrafçılık döşedi. Arşivimde yukarıda bahsettiğim seyahat ve yüzlerce etkinlikten dört yüz binden fazla fotoğraf var. Bu nedenle kendimi haber fotoğrafçısı, portre fotoğrafçısı gibi sınırlamalı tanımlardan uzak tutuyorum. Dedim ya ben Fotoğrafça’nın bir yazarı olmaya çalışıyorum. Gezgin olma tarafında hep Coşkun Aral ağabeyimizin izinde olmaya çalıştım. Ne mutlu ki bugün kendisi ile birlikte fotoğraf çekme, gezme, iş üretme imkanına sahibim. Foto muhabirliği mesleğinde ise ustam diyeceğim kişi sadece fotoğrafları ile değil hayata bakışı ile de mihenk taşı aldığım Ercan Arslan. Ercan Usta ile çok uzun bir tanışıklığım olmamasına rağmen geçirdiğimiz yoğun zamanlar ve birlikte yaptığımız gezi-proje seyahatleri sayesinde çok şey öğrendim.

BİR YILDA 5 KITA PORJESİ

2020 için “Bir Yılda 5 Kıta” konulu bir projem var, hali hazırda birkaç belgesel (fotoğraf ve video) çalışması yürütüyorum. Ayrıca fotoğrafçılığın temellerini anlatacağım bir kitabı tamamlamak üzereyim. Youtube üzerinden yayınladığım Fotoğraf Eğitimi videolarım da devam edecek. Yine bu yıl dünyanın değişik ülkelerinden gelecek usta fotoğrafçılarla Türkiye’de workshop planlamaları yaptık. Corona günleri biter bitmez workshoplarımız başlayacak inşallah. Bir gün Adem Meleke iyi fotoğraf çekerdi demeleri yetmez benim için. Bütün gayretim “İyi fotoğraf çeken iyi bir adamdı” denmesi için…

ADEM MELEKE KİMDİR?

1972 İstanbul doğumlu Meleke, Marmara Üniversitesi Matematik (İngilizce)Lisans, Marmara Üniversitesi İşletme Lisans, Ukranian University Bussiness and Law (Lisans+Pre MBA) Preston University Pazarlama Yönetimi (Yüksek Lisans + PhD), York University Dijital Pazarlama (PhD) eğitimleri aldı. 2003 yılında kurduğu ISC Eğitim isimli eğitim danışmanlık firması 2010 yılından bu yana Amerika Merkezli Fibona Academy ismiyle devam ediyor. 2010 yılında kurdu İstanbul ENT Center isimli sağlık merkezi halen Erbil-Irak’ta hizmet verirken,

2008 yılında kurduğu iletişim ajansı 2013 yılında Gezgin Medya ismiyle halen medya alanında faaliyet gösteriyor.  2014 yılı Ocak ayında yayınlamaya başladığı GezginFoto dergisi halen tüm Türkiye’de kitap evleri ve gazete bayilerine dağıtılan tek yerli fotoğraf dergisi konumunda.  Cumhurbaşkanlığı Basın İletişim Başkanlığı Basın Kartı, Fedaration International Press (FIP) Basın Kartı sahibi Meleke, halen IHA için Foto Muhabirliği yapıyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği, Worl Press Foto, Türkiye Bilişim Derneği, İstanbul Ticaret Odası ve İFSAK üyesi olan Meleke’nin “Mobil Fotoğrafçılığın 33 Altın Kuralı” isimli kitabı da bulunuyor. Meleke’nin Yusuf Erdem Meleke adında bir erkek çocuk babası…

 Röportaj: Cenk ÖZEL