MEHMET ŞİRİN TOPALOĞLU

Foto muhabirlerinin genç kuşak temsilcilerinden Mehmet Şirin Topaloğlu ile mesleğe başlaması, yaşadıkları zorluklar, hedeflerini ve projelerini konuştuk…

Foto muhabirliğinin Türkiye’deki genç kuşak temsilcilerinden birisiniz. Mesleğin geleceğini nasıl görüyorsunuz? 

Foto muhabirlerin ağır işleri yok, ağır ekipmanları var. Ben her zaman şunu söylerim; mesleğini eğlenceli ve mutlu bir şekilde yap! Gittiğim her maçta ilk günkü gibi heyecanla çalışıyorum. Mesleğin geleceği artık pek parlak görünmüyor. Çektiğin bir kare dakikalar içinde sosyal medyada gündemin birinci maddesi oluyor. Ancak bu fotoğrafı senin çektiğine dair bir satır yok. Kanıtı da yok. Herkes gördüğü fotoğrafı alıp paylaşıyor. Hatta kendileri çekmiş gibi kullanıyor. Bu duruma ses çıkartmaya çalıştığında ise büyük bir linç kampanyası başlıyor. Bu konuda yalnız olduğumu düşünüyorum. Arkamızdan gelecek bir jenerasyon da göremiyorum. Yıllarca foto muhabirliği yapıp hala beyaz ayarı yapmayı bilmeyen foto muhabiri var. Maalesef birçoğu hazıra konmak için çalışıyor. Bu durum ise mesleği bitme noktasına getiriyor.

AJANSTA FOTO MUHABİRİ OLMAK

Daha önce birçok gazetede foto muhabiri olarak çalışmıştınız, şimdi İHA’da spor foto muhabiri olarak görev alıyorsunuz. Bir ajans olarak İhlas Haber Ajansın’da çalışmak ile diğer kurumları karşılaştırabilir misiniz?

8 yıldır İHA’da çalışıyorum. Her şeyden önce İhlas Haber Ajansı gazetecilik için bir okul gibi. Üstelik sadece foto muhabirliği konusunda değil, kameraman, muhabir veya editörler içinde aynısı geçerli. Bunun en büyük faktörlerinden biri ise herkesin işini oldukça ciddiye alarak yapmasıdır. Kurumsallığın mesleğim için gerekliliğini ajansta çalışırken görmüş oldum. Gazetelerde çalışırken hiç fark etmemiştim ama İHA’ya geldiğimde bunun önemini gördüm. Örneğin gazetede çalışırken bir ay boyunca iş yerine gitmediğin olur ama ajansta çalışırken her gün düzenli olarak gitmek zorundasındır. Çünkü ajansın iş yoğunluğu gazete ile kıyaslanmaz. Ayrıca her gün düzenli olarak yapman gereken şeyler vardır. Gazete günü kurtarmak için çalışırken ajans bütün gazeteler, kanallar, kurumlar için çalışır. Bunların yanı sıra birlikte çalıştığın mesai arkadaşların uyumu özel hayatını da etkiliyor. Eğer iş yerinde mutlu değilsen evde de mutlu olmuyorsun. Az önce bahsettiğim gibi işini ciddiye alan, sorumluluk sahibi meslektaşlarımızla çalışınca sorunlarda azalıyor.

EKİPMANLARIMI KONTROL EDİYORUM

Spor foto muhabiri olarak daha çok futbolu takip ediyorsunuz. Bir futbol karşılaşmasına giderken ne gibi hazırlıklar yapıyorsunuz? 

Ajansta çalıştığım için sabah evden çıkarken ilk iş olarak çantamı kontrol ediyorum. Özellikle şarj cihazlarıma dikkat ediyorum. Örneğin fotoğraf makinesi kartını evde ya da iş yerinde unutursan başkasında yedek kart temin edebilirsin ama aynı makine ve model kullanmadığın için şarj cihazı ya da batarya bulma şansın olmayabilir. Eskiden olduğu gibi artık bir maçta 60-70 foto muhabiri bulunmuyor.  En fazla 15-20 kişi oluyor. Bunlarında 10’u diğer ajanslardan gelen foto muhabirleri. En kalabalık olduğumuz dönemler şampiyonlar ligi ya da derbi maçlarıdır.

FOTOĞRAF MAKİNELERİNDE MARKA KIYASLAMASI

Spor foto muhabirleri Canon veya Nikon ile çalışırlar. Siz, son birkaç yıldır bunu bıraktınız ve Sony ile çalışmaya başladınız. Bize bunun artılarını ve eksilerini anlatabilir misiniz?

Eskiden ya Canon’cusun yada Nikon’cusun söylemleri vardı. Artık öyle bir zincirleme yok. Ben o statükoyu kırdım diyebilirim. 2 yıldır Sony kullanıyorum. Çok memnun kaldım. En büyük nedenlerden biri shutter derdin yok. Ayna derdin yok. Ekipman çok hafif renkleri de güzel.  Nikon ve Canon’dan daha hızlı. Eskiden 400mm, 600mm veya 300mm objektifle çalışırdık. Ama şimdi Sony A9 70-200 ile çalışıyorum. Ve böylece 300mm etkisini yakalıyorum. Ayrıca Sony her konuda teminat veriyor. Nasıl bir teminat veriyor derseniz; ekipmanın garantisi bitmiş olsa bile herhangi bir arıza ile karşılaştığınızda yapılana kadar geçici bir ekipman veriyor. Ancak Canon veya Nikon öyle bir ayrıcalık yapmıyor. Hatta çoğu zaman sorunla ilgili muhatap bile bulamıyorsunuz.  Sony garantisi bitmemiş bir ekipman için ise eğer tamiri 1 ayı geçecekse fabrikasiyon hatası diyerek size yeni ekipman temin ediyor. Makinenin WİFİ’ye bağlanma özelliği ile fotoğrafları direkt FTP’ye gönderebilirsiniz. Ayrıca QR kodu ile telefon ya da bilgisayara aktarım da yapabilirsiniz. Fotoğraf altı yazmak isterseniz sesli söyleyerek yazıya dönüştürebilirsiniz. Sony’nin yeni geliştirdiği yüksek çözünürlük sensörler sayesinde fotoğrafı çektikten sonra croplamak istediğinizde görüntü kalitesinde her hangi bir detay kaybı yaşanmamaktadır. Ayrıca İSO konusunda çok başarılı ve dikkat çekici bir şekilde ön plan çıkıyor. Örneğin 2 yıldır hiç flaş kullanmadım, hatta flaşım yok.

EN RAHAT STATLAR HANGİSİ

İstanbul’daki statları ışıklandırma, foto muhabiri çalışma ortamı, ulaşım gibi noktalardan değerlendirebilir misiniz? Bir sıralama yaparsanız nasıl olurdu?

Aslında genel olarak statların büyük çoğunluğu yenilendiği için konforlu. Ufak tefek ayrıntılar var. İstanbul’daki statlardan bahsedecek olursak; her zaman en son yapılan stadın ışıkları temiz olduğu için daha net verim alabiliyoruz. Belki bugüne kadar hiçbir stad ışıkları temizlememiştir. Maalesef her geçen sene ışıklar köreliyor. Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş statlarında çalışma ortamları rahat çünkü daha özen gösteriliyor. Çalışma ortamı en rahat olan stat hangisi derseniz Fenerbahçe derim. Çünkü reklam panoların arkasına foto muhabirler için sehpa bulunuyor ve ağ bağlantı kabloları mevcut. Galatasaray’da zemin çok yüksek yapıldığı için biraz zorluk çekiyoruz. Beşiktaş’ta ise ortam çok dar ve bu yüzden çalışırken zorlanıyoruz. Eğer toplu taşımayla maça gideceksen ulaşım konusunda en rahat stat Beşiktaş ve Kasımpaşa statları. Eğer arabayla maça gideceksen ise en rahatı Galatasaray ve Başakşehir statları.

Türkiye’de spor foto muhabiri olarak ne gibi sorunlarla karşılaşıyorsunuz? 

Aslında bakarsan mesleğin içinde olmayanlara göre statlarda en gereksiz kişiler foto muhabirleridir. Oh mis gibi sahanın kenarında maçı izliyorlar deniyor. Ama bilmiyorlar ki yağmur, çamur, kar, soğuk demeden ne olursa olsun en önemli anları yakalamak ve o fotoğrafı çekmek zorundadırlar. Özelikle işi bilmeyenler, mesela güvenlikler ya da yetkililer ile çoğu zaman yer sorunu yaşıyoruz. 10 yıl öncesine kadar emniyet ile çok ciddi sorunlar yaşıyorduk. Ama Spor Şube kurulduktan sonra bu sorunları çok güzel bir şekilde hep beraber aştık. Artık eskisi gibi kimseyle muhatap olmamız gerekmiyor. Çözülmeyecek bir konu olduğunda ise TSYD’den görevli arkadaşlar devreye giriyor. Statta en çok uğraşılan kişiler maalesef foto muhabirleri.