ÇOCUKLUK HAYALİMİN PEŞİNDEN KOŞTUM

Suriye, Irak ve Azerbaycan gibi savaş bölgeleri başta olmak üzere birçok farklı bölgede görev yapan foto muhabiri Ünal Çam, TFMD 17. Olağan Genel Kurulu’nda Yönetim Kurulu’na seçildi. İstanbul Temsilciliği görevini de üstlenen Çam, mesleğe başlaması hikayesini ve unutamadığı tecrübelerini anlattı.

Dayısının boynunda gördüğü analog fotoğraf makinesiyle birlikte fotoğrafa olan ilgisini keşfeden Çam, “Omzumda bir çanta, boynumda fotoğraf makinesi ile Coşkun Aral’ın “Haberci” programındaki gibi ülkeden ülkeye, olaydan olaya koştuğumu hayal ediyordum” diye konuştu.

RÖPORTAJ: Mert Gökhan KOÇ

Ünal Çam kimdir, foto muhabirliği ile tanışmanız ve hikayeniz nasıl başladı?

1989 yılında İzmir Ödemiş ilçesinde doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Ödemiş’te tamamladıktan sonra lisans eğitimimi Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde yaptım. Gazetecilik mesleğine olan ilgim Coşkun Aral’ın “Haberci” adlı programlarını izlememden sonra başladı. Çocukluğumdan bu yana bende olan merak duygusunun tam karşılığını bu programdan sonra gazetecilik mesleğiyle karşılayabileceğimi anladım. Özellikle 90’lı ve 2000’li yılların başında Avrupa’dan yaz tatili için Türkiye’ye gelen dayımın boynunda gördüğüm objektifli analog makineler ilgimi büsbütün fotoğrafa çekmişti. Omzumda bir çanta, boynumda fotoğraf makinesiyle Coşkun Aral’ın “Haberci” programındaki gibi ülkeden ülkeye, olaydan olaya koştuğumu hayal ediyordum. Çocukluğumdaki bu hayal, üniversite tercihlerimde belirleyici oldu. 2011 yılında üniversite 2. sınıfın sonunda stajyer olarak Milliyet Gazetesi’nin Ankara Bürosunda staja başlamamla mesleğe gerçek anlamda ilk adımı atmış oldum.  2011 – 2016 yılları arasında Ankara’da sürdürdüğüm meslek hayatıma 2016 sonrası yine Milliyet Gazetesi’nin İstanbul bürosunda devam ettim. Meslek hayatım boyunca pek çok olayda foto muhabiri olarak sahada görev yaptım. Kitlesel eylemler, birçok genel ve yerel seçim, darbe girişimi, Suriye, Irak ve Azerbaycan’da savaş bölgelerinde haber takibi yaptım.

“O AN SAHİP OLDUĞUM İMKANLARDAN UTANDIM”

Foto muhabirleri sahanın tam ortasında, olaya en yakın çalışarak tarihe tanıklık edenler olarak bilinir. Sizin de meslek hayatınız boyunca unutamadığınız anlar yaşanmıştır. Ünal Çam’ın unutamadığı olaylar nelerdir?

2019 kışıydı. Suriye rejim güçlerinin İdlib’e yönelik hava saldırından kaçan sivillerin haberini yapmak için bir süre Suriye’nin İdlib ketinde kaldım. Soğuk ve yağışlı hava, her yeri bir çamur deryasına çeviriyordu. Evlerini ve hayatlarını geride bırakarak kendi ülkelerinde mülteci konumuna düşen on binlerce Suriyeli, İdlib’in Türkiye sınırına yakın güvenli saydıkları bölgelere doğru göç etmeye başlamıştı. Çeşitli yadım kuruluşları, kurdukları çadırlara evlerini terk eden bu aileleri yerleştirmeye çalışıyorlardı. Daha bir iki gün öncesine kadar evleri olan bu ailelerin çaresiz hallerini görmek ister istemez psikolojinizi olumsuz etkiliyor. Gece kalacağım yere geçtiğimizde odanın ortasında bölgeye özgü mazot sobasının kurulu olduğunu gördüm. Yaklaşık 3 litre mazot alabilen bir haznesi olan bu sobalar, prensip olarak hazneden damlayan mazot damlalarının yanmasıyla ortamı ısıtıyor. Günün yorgunluğu ve odanın sıcaklığıyla derin bir uykuya daldım. Ancak gece çok geçmeden haznedeki mazotun bitmesiyle sobanın yanışı durmuş ve odadaki hava sıcaklığı eksi derecelere düşmüştü. Tüm vücudumun üşüdüğünü hissederek uyandım. İnsanın üşüyerek uyanması çok kötü bir his. Uyandığımda üzerimde bulunan iki kat battaniyenin beni ısıtmadığını ve sobanın söndüğünü gördüm. Bir an aklıma çamurlar üzerine kurulan naylon çadırlarda tek kat battaniye üzerinde yatan insanların hali geldi. O an sahip olduğum imkanlar aklıma gelince çok utandım.

“HAVAN TOPU VE SİLAH ATIŞLARININ ORTASINDA KALDIK”

Bugüne kadar savaş bölgeleri dahil birçok noktada zor çalışma şartları altında görev yaptınız. Bunlar arasında sizi en çok zorlayan hangileriydi?

Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin 2017’deki bağımsızlık referandumu sonrası muhabir arkadaşım Namık Durukan ile birlikte gelişmeleri takip etmek için Erbil’e gittik. Haşdi Şabi milislerinin desteklediği Irak ordusu Peşmerge güçlerini Kerkük’ten çıkarmıştı. Kerkük-Erbil arasında ise ciddi bir askeri hareketlilik yaşanıyordu. Bir sabah uyandığımızda Kerkük ile Erbil arasında bulunan Altınköprü kasabasının Irak ordusu tarafından Peşmerge güçlerinden alındığını ve bölgede şiddetli çatışmalar yaşandığını öğrendik. Hızlı bir şekilde bölgeye hareket ettik. Orada görev yapan 3 gazeteciyle bir araca bindik. Cephe hattına gittiğimizde havan topu ve otomatik silah atışlarının tam ortasında kaldık. Araçtan inerek güvenli sayılacak bir noktaya geçtik. Olan biteni görüntülediğimiz sırada top atışları o kadar yoğunlaştı ki bir tanesi yaklaşık 10 metre önümüze düştü. Etrafta uçuşan mermiler yüzünden başımızı çıkarmakta zorlandığımız anlar oldu. Durumun daha da kötüleşmemesi için aracımıza binerek daha güvenli bir noktadan görüntü almak amacıyla geri çekilmek istedik. Aracın yanına gittiğimiz sırada atılan bir havan topunun aracın önüne düştüğünü, bu sırada etrafa saçılan şarapnellerin aracın ön iki lastiğini patlattığını gördük. Ancak bölgeden uzaklaşmak için başka çaremiz olmadığı için bu şekilde aracı kullandık. Yaklaşık 20 – 25 kilometre giderek bölgeden uzaklaştık. Bulunduğum bölgeler içinde beni en çok zorlayan görev bu olmuştu.

ÖZEL BİR DENEYİM 

En sevdiğiniz fotoğrafınızı ve o karenin hikayesini anlatabilir misiniz?

Aslında bunu tek bir kareye indirmek çok zor. Biraz edebi olacak ama belki de en sevdiğim kare henüz çekemediğim olabilir. Çünkü hayat akışı içinde yeni olaylar, farklı coğrafyalar ve yaşantılarla karşılaşacağımız için bunu cevaplamak mümkün değil. Bugüne kadar fotoğraflarken beni en heyecanlandıran işim, 2018’de Suriye’nin Azez kentinde IŞİD’li mahkumların kaldığı cezaevinde onları fotoğrafladığım işim olmuştur. Yıllarca tüm dünyaya korku salan bu terör örgütü üyelerinin güçleri ellerinden gittikten sonraki hallerini görmek, hükmeden iken hükmedilen oldukları anları fotoğraflamak özel bir deneyim oldu benim için.

TFMD’nin mesleki açıdan girişimlerini ve katkılarını nasıl buluyorsunuz?

Türkiye Foto Muhabirleri Derneği üyesi olduğum tek meslek örgütü. Bu mesleğin gerçek anlamda zorluğunu çeken bizim gibi saha emekçilerinin yaşadığı zorlukları bilip, bunu da her platformda dile getiren bir derneğin varlığını bilmek yalnız olmadığımız noktasında bizlere güç veriyor. Gerek özlük haklarımızın korunmasında, gerekse de pandemi döneminde öncelikli aşı gurupları içine alınmamız konusundaki yoğun temaslarını memnuniyetle takip ettim.

“SORUMLULUĞUMUN BİLİNCİNDEYİM”

Yönetim Kurulu’ndaki en genç isimlerden biri olarak TFMD’nin yeni dönemine yapacağınız katkılar ve hedeflerinizden bahseder misiniz?

37 yıldır mesleğin tanıtımı, devamlılığı ve hakları için çalışan bir derneğin yönetimine dahil olmak benim açımdan son derece mutlu edici bir olay. Özellikle deneyimli yönetim kurulunun yeni dönemde gençlere şans vermesi, sorumluluğu paylaşması, derneğin kapsayıcı ve bütünleştirici yanını ortaya koyuyor. Yönetimin İstanbul temsilciliği görevine layık görmesi beni fazlasıyla mutlu ederken, omuzlarımda taşıdığım sorumluluğumun bilincindeyim. Ancak deneyimli yönetim kurulu üyelerimizin beni bu süreçte yalnız bırakmayacaklarını bilmek görevi kabul etmemde içimi rahatlatan en önemli nedenlerden biriydi.  Önceki yönetimlerde olduğu gibi mesleğin sorunlarının temel alındığı, sorunlara çözüm bulunması noktasında yürütülen çalışmalara devam ederek başarılı bir dönem çıkaracağımıza yürekten inanıyorum.