“BENİM İÇİN BİR GURUR”

Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin, Yılın Basın Fotoğrafları Yarışması jürisinde ilk kez yer alan Reuters Foto Muhabiri Ümit Bektaş’ın jüri toplantısı sonrası görüşlerini aldık. Bektaş, “Sağlıklı ve güzel bir seçim yaptığımızı düşünüyorum” dedi.

Pek çok ödülü olan bir foto muhabiri olarak bu kez jüri tarafındaydın. Nasıl bir deneyimdi?

Haber fotoğrafçılığının en önemli tatmini, fotoğraflarının fark edilmesi; insanların fotoğraflarını görmüş olması ve daha çok kişiye ulaşmak. Yarışmalar bence buna hizmet eden en önemli şeylerden bir tanesi. Bazı fotoğraflar görmezden geliniyor, bazı fotoğraflar çok sınırlı mecralarda yayımlanıyor; ama yarışmalarda daha geniş bir kitleye ulaşma şansı buluyorsunuz. Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin yarışması da Türkiye’de haber fotoğrafının sağlıklı bir şekilde değerlendirildiği gelenekselleşmiş tek yarışma. 30 yılın üzerinde bir süredir bu yarışma var. Ben bu yarışmada 3 kere “Yılın Basın Fotoğrafı” ödülünü almış bir kişi olarak, yarışmaya olan kişisel sevgimin ve benim kariyerimdeki öneminin dışında saydığım nedenlerden dolayı da büyük saygı duyuyorum.

Bu yarışmanın ilk defa bu sene jürisi olma şansını yakaladım. Bu benim için bir gurur. Genç fotoğrafçıların, akranım olan fotoğrafçıların nasıl halen azimle çalıştıklarını, genç fotoğrafçıların nasıl zor koşullarda bir şeyler üretmeye çalıştıklarını, sektördeki yaşanan bütün daralma ve ekonomik olarak yaşanan zorluklara rağmen fotoğrafçıların nasıl görsel tarihi yazmaya devam ettiklerini görmek gerçekten çok sevindiriciydi. Bir jüri üyesi olmaktan dolayı çok mutluyum.

Fotoğrafları nasıl buldun?

Bu seneki yarışmada dereceye giren fotoğrafları seçerken çok zorlandık. Güzel fotoğraflar vardı. Bazı fotoğraflar üzerinde hemen hemfikir olurken bazı fotoğraflar için uzun tartışmalar yaptık. Bu arada dijital manipülasyona maruz kalmadığını görmek açısından çok fazla inceleme yapmak zorunda kaldığımız fotoğraflar da oldu. Sağlıklı ve güzel bir seçim yaptığımızı düşünüyorum. Arkasında durabileceğimiz bir seçim yaptığımızı düşünüyorum.

2023 yılında Türkiye büyük bir deprem felaketi yaşadı. Bu felaketin hiçbir zaman unutulmaması, bakanların belki ders çıkartması için de çok dramatik deprem fotoğrafları seçtik. Umarım böyle felaketler yaşanmaz ve foto muhabirleri daha gündelik, güzel şeyleri çektikleri fotoğraflarla yarışmalara katılırlar.

Gazeteci olmayan gençlere de açık olan Ara Güler Özendirme Ödülü’nü nasıl değerlendiriyorsun?

Ara Güler Özendirme Ödülü gençlere yönelik yaptığımız bir şey. Ben ve dernekten bir çok arkadaşımız çeşitli konferanslarda gençlerle buluşma şansı buluyor. Benim bu konferanslarda sıklıkla sorduğum soru, “Aranızda foto muhabiri olmak isteyen var mı?” Bu sayı her geçen gün gittikçe azalıyor. Hatta bazı konferanslarda hiç kimse el kaldırmıyor. Foto muhabiri olmak isteyen insanların sayısı çok azalıyor. Bu çerçevede Ara Güler ödülünü çok anlamlı buluyorum. Bu işe gönül vermiş, kendi imkanlarıyla bu sektöre girmeye çalışan ve bu çerçevede meslek profesyonellerinin gözüyle fotoğraflarının değerlendirildiği bir yarışmada çalışmalarını başka insanların değerlendirmelerine açma şansı yakalamış olması anlamlı bence. Gençlerden daha yoğun katılım bekliyoruz. İnanın bizi en heyecanlandıran fotoğraflar, gençlerden gelen güzel fotoğraflar oldu bu jüride. Umarım önümüzdeki senelerde bu dal devam eder ve daha çok katılım olur.

Foto muhabirliğinin geleceğini nasıl görüyorsun?

Şu anda dünyadaki temel tartışmalardan ve merakla izlenen gelişmelerden bir tanesi yapay zeka. Yapay zekayla inanılmaz fotoğraflar üretiliyor. Bu yüzden katıldığım konferanslarda ve yaptığımız sohbetlerde yapay zekanın haber fotoğrafçılığının sonunu getirip getirmeyeceği. Bana sık sık soruluyor. Ben de onlara, “Yapay zeka yadsınamaz bir medya ve fotoğraf alanında bir daralmaya neden olacak; özellikle stok fotoğrafçılıkta. Yine kuşkusuz ki bu haber fotoğrafçılığında da kötü niyetle kullanılabilir” diye cevap veriyorum. Ama enformasyonla haberin karıştırılmaması gerektiğini düşünüyorum. Enformasyon haber değildir. Enformasyon üretilebilir. Vatandaş gazeteciliği bunun en güzel örneğidir. Yapay zekayla sahte ya da gerçek bir olayı illüstre edebilirsiniz; ama haber fotoğrafçılarına olan ihtiyaç her zaman sürecek.

Bu sektörde güvenebileceğin, gelen haberin doğruluğunu teyit etmek daha da zorlaştığı için güvenilir kaynaklardan görsel malzeme gelmiş olması çok önemli. Gelen malzemenin altında kurumumun imzasının olması, benim imzam olması çok önemli. O yüzden ben, haber fotoğrafçılığının sürekli var olacağına inanan birisiyim.