“YARIŞMALARA KATILIN”

Getty Images’ın Orta Doğu’dan sorumlu şef foto muhabiri Chris McGrath, fotoğraf yarışmalarının foto muhabirinin bir yılın değerlendirmesini yapmak ve editöryal becerilerini geliştirmek için bir fırsat olduğunu; alınacak ödüllerin de motivasyon sağladığını söyledi.­­

Bu yıl ilk kez Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin “Yılın Basın Fotoğrafları” oylamasında jüri üyesi olarak yer alan McGrath, Foto Muhabiri’nin sorularını yanıtladı.

World Press Photo gibi bütün dünyanın gözünün üzerinde olduğu bir yarışma da dahil pek çok yarışmada jürilik yaptınız. Bu yıl ilk kez TFMD için jüri koltuğundaydınız. Yarışma ve jüri toplantısını değerlendirir misiniz?

Bu sene ilk kez bu jüride görev yaptım. Deprem gibi çok büyük ve etkili bir olayın olması ödülleri de etkiledi doğal olarak. Biraz sıra dışıydı. Depremin, başvuran fotoğrafların yüzde 90’ını oluşturması normaldi. Sıradan bir yılda çok daha çeşitli eserlerin katılımının olacağından eminim; bu sene yoktu.

Jüride olmak benim için çok keyifliydi. Jüri üyeleri müthişti. Çok sayıda fotoğraf görmek her zaman mutluluk veriyor, onun için de teklif gelince kabul ettim. Oturup bir yıl içerisinde ülkede neler olduğuna bakma şansı yakalıyorsunuz. Benim için böyle bir jüride olmak her zaman keyifli ve güzel bir deneyimdir. Fotoğraflara bakarken, ülke hakkında bilmediğim bazı şeyleri de öğrenme şansım oluyor.

Fotoğraf yarışmalarının foto muhabirliği için önemi var mıdır?

Foto muhabirlerinin yarışmalara katılmaları çok önemlidir. Hangi yarışma olduğunun çok da önemi yok. Yarışmaların başvuru süreci hep yıl sonlarında olur. Bu kazanmakla ilgili bir şey değil. Yılın sonunda o yıl boyunca çektiğiniz fotoğrafları bir kez daha işleyip, bir sene boyunca ne yaptığınızı görürsünüz. Bazen yeniden üzerinde çalışıp, editoryal süreçten geçirirsiniz. Bu bir foto muhabiri için çok önemlidir. Çok iyi bir foto muhabiri olabilirsiniz; ama editoryal sürecin nasıl bir şey olduğunu bilemeyebilirsiniz.

Benim foto muhabirlerine çağrım yarışmalara katılmalarıdır. Bu editoryal süreçleri öğrenmek için çok önemlidir. Sonuçta alınacak ödüller sadece bunun motivasyonudur.

Türkiye Foto Muhabirleri Derneği hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

Foto muhabirliğini destekleyen böyle bir derneğe sahip olduğunuz için çok şanslısınız. Yeni foto muhabirlerinin eğitimine katkı verilmesi ve desteklenmesi de önemli. Sadece öğrencilere açık olan Ara Güler kategorisi, yeni nesillerin foto muhabirliğine yönelmesi için mükemmel. İş imkanlarında düşüş var. Bu tarz bir eğitimin alınması için bir gazetede çalışmak ya da bir iş sahibi olmak gerekirdi. Bir derneğin eğitim için bu tarz bir desteğinin olması çok iyi bir şey.

Yıllarca değişik felaket bölgelerinde görev yapmış çok tecrübeli bir foto muhabirisiniz. Geçen yıl 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerde de görev yaptınız. Kıyaslama yapabilir misiniz?

Şanslıyım ki depremden önce çok kez Hatay’a gitmiştim. Çok güzel bir şehirdi. Depremden sonra Hatay’a vardığımda olanlara inanamadım. Yıkım çok büyüktü. Japonya’da, Endonezya’da tsunamilerin yarattığı yıkımı gördüm. Çok sayıda tayfun gördüm. Gördüklerimin içerisinde en kötüsü olmaya yakın bir felaketti. En çok takıldığım, can kaybının bu kadar çok olmasıydı. İnsanlar ailelerinden birer kişi kaybetmedi, 5 kişi, 10 kişi birden kaybedenler oldu. Bunun etkisini görmeye deprem bölgesinden ayrıldıktan sonra da devam ettim. İstanbul’da karşılaştığım insanlardan, “Hataylıyım ve ailemden 5 kişiyi, 7 kişiyi kaybettim” diyenler oldu. Deprem sadece o bölgeyi değil bütün ülkeyi etkiledi. Diğer felaketlerden çok daha büyük acılar gördüm. Türkiye’de yaşayan birisi olarak, bir şekilde onlar kadar acı çektim.

8 yıldır Türkiye’de yaşıyorsunuz. Bir yabancı gözüyle Türkiye’yi nasıl görüyorsunuz?

Türkiye’yi çok seviyorum. ­­İnanılmaz bir ülke. Türkiye’nin her tarafına gittim. Her yerde tarih var. Göbeklitepe’ye gittim mesela, herkes gitmeli. Her ülkede böyle şeyler yok. Her yerinde fotoğrafı çekilecek başka başka hikayeler var. Özel projeler yapılabiliyor. İnsanların misafirperverliği inanılmaz. Bu kadar çok sevmesem 8 yıldır burada olmazdım. Avustralya’dan sonra en uzun kaldığım ülke burası. Daha önce görev yaptığım yerlerde en fazla 3 ya da 4 sene kaldım. Burada çok rahatım. Getty Images’ta Orta Doğu’dan sorumlu şef foto muhabiri olarak çalışıyorum. Burası bölgeye hakim olmak için önemli bir üs. Keşke Türkçe de konuşabilseydim.

Belki Türk arkadaşlar edinirseniz daha çabuk öğrenebilirsiniz

Çok sayıda Türk arkadaşım var ama onlar benimle İngilizce konuşuyor. Daha çok onlar benden İngilizce öğrendiler diyebilirim. Tanıştığımızda İngilizceleri çok kötüydü; ama şimdi daha iyi konuşuyorlar.

Türk yemekleriyle aranız nasıl?

Gaziantep ve Hatay’ın inanılmaz yemekleri var. Türkiye’nin her yerinin kendine ait yemeği var ve her biri çok çok güzel.

Genel olarak foto muhabirliğinin durumunu nasıl görüyorsunuz?

Foto muhabirliği değişti; bütün dünyada değişti ama. Sosyal medyanın gelişmesiyle, insanlar haberi, değişik yerlerden, değişik kaynaklardan ve değişik yollardan alıyor. Bu durum medya şirketlerinin değişmesine neden oluyor. Gazeteler gibi geleneksel basının temsilcilerinin sayısı azalıyor. Amerika’da Sports Illustrated gibi bir firma kapandı, Avustralya’da gazeteler kapandı. Foto muhabirlerinin çıktılarını ortaya koyacakları mecralarda azalma var. Bir yandan da insanlar daha fazla görseli, Instagram ve diğer sosyal medya aracılığıyla tüketiyor. Haber organizasyonlarının ve foto muhabirlerinin bu yeni mecraları kullanmayı öğrenmeleri; bu yeni duruma adapte olmaları gerekiyor.

Teknolojideki hızlı değişim mi etkiliyor mesleği?

Biz filmli makinelerden dijital makinelere geçerken bir adaptasyon süreci yaşadık. Akıllı telefonların ortaya çıkması da bir adaptasyonu gerektirdi. Bu adaptasyon süreçlerini tekrar tekrar yaşamak zorunda kalıyoruz. Şimdi de yapay zeka geliyor ve bizim bir kez daha bu süreci yaşamamız gerekecek.

Teknolojideki gelişim herkesi fotoğraf çekebilir hale getirip, mesleki rekabeti zedeler bir hale gelmedi mi?

Ben foto muhabirliğine filmli makine kullanarak başladım ve bunu bir şans olarak görüyorum. Bir futbol maçına gider ve stadyum tuvaletinde film banyo ederdik, kocaman makinelerle film tarardık. Şanslıyım ki foto muhabirliğinin ve haber toplamanın bu yanlarını görebildim. Yeni nesiller bunların hiç birini bilmiyor. Şu anda yeni gazetecilerin bir şeyleri kaçırdığı nokta da bu. Şimdi her şey biraz daha kolay. Fotoğrafınızı direkt makineden gönderebiliyorsunuz; internet bağlantınız olduğu sürece görevinizi başarıyla yerine getirmeniz çok kolay. Fotoğraf makineleri artık basit birer bilgisayar gibi. Genç foto muhabirleri bu konuda biraz şanssız; çünkü eski sistemde çalışırken çok şey öğreniyordunuz. Filme çalışırken her şeyi doğru yapmanız gerekiyordu. Şu anda yaptığınız pek çok hatayı düzeltme şansınız var. Ben filmle çalışırken öğrendiğim pek çok tekniği hâlâ kullanıyorum.

Teknoloji herkesi bir seviyeye kadar fotoğraf çekebilir hale getiriyor; ama ne kadar çok fotoğraf çekerseniz, gözünüz o kadar eğitimli hale geliyor. Yıllar içerisinde fotoğraf çektikçe, fotoğraf karesinin içerisinde neyi nereye koyacağınızı daha iyi öğreniyorsunuz. Daha çok fotoğraf çektikçe bunu otomatik olarak yapabilmeye başlıyorsunuz. Pozlama olarak fotoğraf makineleri sizi bir yere getirebiliyor; ama iyi kompozisyon üretmeyi öğrenmeniz yıllar içerisinde tekrar tekrar çektiğiniz fotoğraflarla olabiliyor.