“FOTOĞRAF DOĞRU IŞIK İLE ÇİZİLİR”

Foto Muhabiri Dergisi olarak, geleceğin foto muhabirlerine sayfalarımızda yer vermeye devam ediyoruz. Bu sayımızın konuğu, Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü 4. sınıf öğrencisi Ronayi Adıyaman oldu. Gazetecilik mesleğinde güçlü bir kalem kadar iyi bir fotoğrafın da çok önemli olduğuna inanan Adıyaman, mesleğinde fotoğraf alanında ilerlemek istediğini söylüyor.

İlk önce kendinizden söz eder misiniz ve niçin fotoğraf?

Mersin Üniversitesi Gazetecilik bölümü son sınıf öğrencisiyim. Gazetecilik bölümünün etkisiyle fotoğrafa olan merakım başladı. İki senedir Mersin Üniversitesi Fotoğraf Topluluğunun da başkanlığını yapmaktayım. Gazetecilikte güçlü bir kaleme sahip olmak ne kadar önemliyse iyi bir fotoğraf çekmekte o kadar önemlidir diye düşünüyorum. Bir fotoğraf karesinin, yaşanan bir olayın onlarca kelimelerle anlatılması gibi, hatta daha güçlü etki oluşturduğuna inanıyorum. Bu nedenle daha çok fotoğraf alanında kendimi bulmaktayım ve bu alanda ilerlemek için çalışıyorum.

“GÜZEL BULDUĞUM ANI, FOTOĞRAFLIYORUM” Fotoğraf da tercih ettiğin bir alan var mı?

Fotoğraf çekerken herhangi bir alanda kendimi sınırlandırmıyorum. Sadece portre, manzara, sokak fotoğrafçılığı veya sahne fotoğrafçılığı değil, her alanda güzel bulduğum anı fotoğraflamaya çalışıyorum. Ancak en keyif aldığım an, sahne fotoğrafları çektiğim zaman. Çekim sürecinde, sadece ışık, objektif gibi teknik ayarların değil, fotoğraflarını çekmek istediğim insanlarla doğru iletişim kurmanın önemine de inanıyorum. Balıkçılar ile ilgili yaptığım çalışmalarda, doğru iletişim kurma ve sağlanacak uyum ile “anı” yakalama çabam oldu. Uyum sağladıktan sonra, anı yakalamak kadar hızlı olmakta güzel fotoğraf için etkili olmaktadır.

Balıkçıları çekerken başka nelere dikkat ettin?

Bu fotoğrafları çekerken, alanın bana sunduğu imkanlar neticesinde, dikkat ettiğim en önemli noktalardan biri ışığı doğru kullanmak oldu. Fotoğraf doğru ışık ile çizilir. Fotoğrafın kaynağı ışıktır, bu sebeple çekimler için sabahın ilk ışıklarını ve öğleden sonraki saatleri seçtim.

Bir diğer dikkat ettiğim noktalardan biri ise anı yakalayabilmek için hızlı olmak ve altın oranı unutmayıp kompozisyonu oluşturabilmek. Özellikle portre çekimlerinde kişinin ve benim rahat bir şekilde iletişim kurmamız da önemliydi. Örneğin; İlk balıkçılar barınağına gittiğimde 14 ve 17 yaşla- rında iki erkek kardeş vardı. Çok çekingenlerdi. Poz vermede rahat olmaları için hemen fotoğraf çekmek yerine, kendimi anlatarak, aradaki mesafeyi kırmak, ilk yaptığım iş oldu. İlerle- yen birkaç saat içinde İnstagram hesaplarında birbirimizi eklemeye kadar giden arkadaşlık sonrasında, artık hangi açıdan çekmek ve arka planda nelerin olmasını istediğime varana kadar rahatlıkla yönlendirebildim. Tabi bunların hepsi doğru iletişim kurmayla oluştu.

Yine aynı şekilde “Kabasakal” lakabıyla bilinen Balıkçı Murat’la doğru iletişim sonrası teknesine girebilme fırsatı buldum. Balıkçı Murat’ın, ilkokuldan bu yana balıkçılıkla ilgilendiğini, çok küçük yaşlarda deniz ve balıkçılığın içine işlediğini, bir sevda gibi bağlı kaldığını anlattıktan sonra bakışlarının uzaklara dalıp gittiği anı fotoğraflamak, bana bir başka his veriyor…