Haber-Fotoğraf: Denizhan Güzel

SGDD ve MUDEM işbirliğiyle düzenlenen Medya ve Mülteciler Basın Buluşmalarında, 8 hafta süren seminerlere, 600 yerel basın mensubunun katıldı. Göç ve göçmen haklarına ilişkin yasal çerçeve hakkında yerel ve ulusal basının bilgilendirilmesi amacıyla yapılan toplantılarda katılımcıların; doğru terminoloji, mülteci hakları, kişisel bilgilerin gizliliği ve haberin yapılış çerçevesinin önemi gibi konulara ilişkin bilgi, beceri ve farkındalıklarını artırarak, medyanın kullanmış olduğu dilden kaynaklanabilecek olası yabancı düşmanlığı ve toplumdaki mülteci karşıtlığının azaltılmasına katkıda bulunması hedefleniyor.  Medya ve Mülteciler Basın Buluşmaları’nın konukları arasında Türkiye Foto Muhabirleri Derneği Başkanı Rıza Özel de yer aldı. Türkiye Haber Kameramanları Derneği Başkanı Aytekin Polatel ile birlikte katıldıkları oturumlarda Özel,  “Foto Muhabirlerinin Gözünden Mülteciliği” anlattı

AKILDA KALAN KARELERLE ANLATTI

Gösterdiği göç fotoğraflarının hikayelerini ve mesleğin zorluklarını dile getiren Rıza Özel, “Belki biraz daha bu kareleri akılda tutarak insanların yaşadıkları durumları ortaya koymaya çalışmalıyız. En azından kendi coğrafyamızda bu hikayeleri fotoğraflarla anlatırken onlar için neler yapabiliriz ya da onlara zarar vermeden bu işi nasıl yapabiliriz bunu düşünmek lazım” şeklinde konuştu.

O FOTOĞRAF KULLANILMALI MI?

Çocuklarla ilgili fotoğraflar çekerken bir duyarlılıkla yaklaşılması gerektiğini dile getiren Özel, “Özellikle mağduriyetle ilgili insanların duyarlılığı önemli ama burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var. Aylan bebek fotoğrafı bizim ödül alan bir karemiz. O karede çocuğun yüzü görünmüyor. Burada yayın ilkeleri ile ilgili bir durum var. Yaşanan bir gerçeklik var. Ahlakla ilgili bir durum var. Yayına veren kişi, empati kurup kendini o kişinin yerine koyabilmeli. Gerçi burada o kişinin yerine koymaktan öte toplumsal bir durum, bir gerçek ortaya çıkıyor. O da nedir? Bu kare, Türkiye’deki mülteci ve sığınmacılar konusunda daha geniş bir kitleyi etkileyecek. “Bu fotoğraf kullanılmalı mı, kullanılmamalı mıydı” çok tartışılıyor. Ama bu fotoğraftan sonra Avrupa’daki bakış açısı değişti ve sığınmacıları almaya başladılar. Bu ince çizgi çok önemli” dedi.

SOSYAL MEDYA FOTOĞRAFLARI TEHLİKELİ

Konuşmasında sosyal medyada yayınlanan fotoğraflarla yapılan haberlere de değinen Türkiye Foto Muhabirleri Derneği Başkanı Özel, “İnandırıcılık önemli. Bunu da görselle sağlıyorsunuz. Çok iyi foto manipülasyon yapanlar var. Anlık fotoğraf atanlar var. Bunun ayrımını yapabilmek gerekiyor. Ben bir foto muhabiri olarak en azından bu alanda bir dernek başkanı olarak her yerde söylüyorum. Bu tür fotoğrafları kesinlikle kullanmayın. Sosyal medya asla güvenilir bir kaynak değil. Manipülasyona çok açık” ifadesini kullandı.

POLATEL, “DÜNYANIN EN SICAK COĞRAFYASINDAYIZ”

Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği tarafından organize edilen toplantıda Haber kameramanlığının zorluğuna dikkat çeken Aytekin Polatel, özellikle mültecilerin yaşadığı dramları çekerken duygusal anlar yaşadıklarını belirterek, “Haber kameramanlarının çektiği görüntüler ülkelerin bile çok önemli kararlar vermelerine neden oluyor. Çektiğim birçok görüntüde ağladığım çok zamanlar oldu.” açıklamasında bulundu. Polatel, “Haber kameramanlığı öyle bir meslek ki 7 gün 24 saat kamuoyunun gözü ve kulağı oluyorsunuz. Tabi ki kamuoyu için görüp duyuyoruz. Meslektaşlarımızla beraber dünyanın en sıcak bölgesinde görev yapan insanlarız. Bizim çektiğimiz görüntüler ülkelerin savaş ve barış kararı vermelerine neden oluyor. Küçük bir detay ile küçük bir görüntüyle toplumların harekete geçmesine, ülkelerin bir karar verme noktasına gelmesine neden oluyor” dedi.

Kavlak: “Bu sadece Türkiye’nin sorunu değil, dünyanın sorunu”

SGDD Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak ise bu buluşmalar sayesinde yerel medya mensuplarıyla bir araya gelmekten mutlu olduklarını dile getirdi. Kavlak, her sene bu organizasyonun daha da büyüyerek devam edeceğini belirterek şunları söyledi:

“Göç konusu hep savaşla, yoksullukla ilişkilendirilir fakat biz mülteciler bohçalarını toplayıp gelemezler bilgi birikimleri ile birlikte gelirler diyoruz. Biz bu coğrafyanın insanlarıyız ve maalesef göç hareketlerinin yaşandığı bir toprakta bulunuyoruz. Göç konusunda üzülmekten başka yapacak şeylerin de olduğuna inanıyoruz. Göçe alanında en iyi habercilik ödülleri konusunu açılışta yaptığımız gibi kapanışta da bir vurgu yapmak isterim. Tabii ki göç konusunun temelinde aslında bir eşitsizlik durumu yatıyor. Yani konunun ana özü aslında birçok insanın refah içerisinde yaşadığı bir dünya düzeninde, kaynakları yeterli olmasına rağmen maalesef ki daha fazlasının yoksulluklar içerisinde yaşıyor olması. Ama bunun değişmesi tabi ki bu dünya içerisinde yaşayan kişilerin çabaları ya da çalışmaları ile mümkün olabilecek şeyler. Türkiye’de yaşanan mülteci konularını Avrupa’da gittiğimiz tüm toplantılarda anlatıyoruz. Bunun sadece Türkiye’nin sorunu değil dünyanın sorunu, insanlık sorunu olduğunu aktarıyoruz.”