EMİRKAN CÖRÜT

TFMD Yılın Basın Fotoğrafları Yarışması 2020’de Ara Güler Özendirme Ödülü kategorisinde birincilik, seri fotoğraf kategorisinde de mansiyon ödülünü kazanan  Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi Emirkan Cörüt’le fotoğraf tutkusunu konuştuk. Fotoğraflarla hayatının değiştiğini kaydeden Cörüt, fotoğrafa olan ilgisini, ödül kazandığı fotoğrafların hikayesini Foto Muhabiri için anlattı.

YELKEN YARIŞIYLA BAŞLAYAN FOTOĞRAF AŞKI

Kendini tanıtabilir misin? Vizörün arkasındaki Emirkan Cörüt’ün hikayesi nasıldır?

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fotoğraf Bölümü 1. sınıf öğrencisiyim. Fotoğraf aracılığıyla yaşadığım dönemi, şehri anlamaya ve anlatmaya çalışıyorum. Yaşadığım dönemi ve şehri belgelemek, onu benim gözümden anlatabilmek, fotoğraflarım sayesinde birilerine katkı sağlayıp dokunabilmek bu işe tutku ile bağlanmamı sağlıyor. Fotoğraf çekmeye ilk başladığım zamandan bu yana fotoğraf benim hayatımı yoğun bir şekilde değiştirdi ve değiştirmeye devam edeceğine inanıyorum.

Fotoğrafa ve foto muhabirliğine olan ilgin ne zaman ve nasıl başladı?

Fotoğrafa ortaokulun son yılı başlamıştım. Sıkı bir şekilde yelken yarışları izleyicisiydim. Yılda 2-3 kere boğaz trafiğe kapatılıp yarışlar yapılırdı ve boğaz yarışları ayrı bir öneme sahip olurdu.  Birkaç yarış izledikten sonra kayıt altına almak istemiştim. Bu kararda çevremin etkisi olduğunu söylemeliyim. İzlemek için tercih ettiğim konum fotoğrafçılar için önemli bir yerdi. Onların bende yarattığı merakla bir kompakt fotoğraf makinesi bulup her yarışta fotoğraf çekmeye başladım. Bir süre sonra sadece yarışlarda değil her zaman fotoğraf çeker hale geldim. Fotoğraf çekmeye başladıktan sonra kendimi geliştirmek ve sürekli daha fazlasını öğrenmek için büyük bir gayret içinde oldum. Zamanla fotoğraflarımın insanları, toplumu anlatması gerektiğini düşünmeye başladım. Foto muhabirliği sayesinde birçok şeye tanıklık ederek insanları ve toplumu anlamaya çalışmanın da bana çok katkısı oldu. Foto muhabirliğine olan ilgimde hocam Ercan Arslan’ın katkısı çok büyüktür. Tanıştığımız günden bu yana her zaman desteğini gösterdi. Foto muhabirliğini ilk ondan öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum. 

SINAVDAN MEYDANLARA

Ara Güler Özendirme Ödülü kazandığın İmamoğlu mitingi karesini nasıl çektin, hikayesini anlatır mısın?

Bir hafta öncesinde YKS’den çıkmıştım, sınav yüzünden yeteri kadar seçim sürecini takip edemediğimi düşünüyordum. Kısa sürede etkili bir fotoğraf çekebilmek için seçmen ve adayların buluştuğu mitingler önemliydi. Çok fazla bir seçeneğim de yoktu çünkü adayların gün içinde nerede olacağı ile ilgili bir bilgilendirme alamıyordum. Sadece adayın sosyal medya aracılıyla duyurduğu konumlardan haberim oluyordu. Seçime 2 gün kalmıştı, İmamoğlu’nun Sarıyer de miting yapacağını öğrendim. Miting alanına vardığımda erken gelmem rağmen kalabalık alanı doldurmuştu. Etrafıma baktığımda

insanlar çevre binaların camlarına çıkmış mitingi bekliyorlardı. Bir apartmanın en üst katından çıkarken bir kıraathane buldum ve oradan çekmeye karar verdim.  Bu sayede hem mitingin yüksekten kalabalık bir fotoğrafını çekebilecektim hem de kıraathanedeki izleyenleri dahil edebilecektim. Bir yandan içinde olduğum kıraathanenin atmosferini fotoğraflarken bir yandan mitingi çekiyordum. İçeriye ışık düştüğü zaman cama insanların yansıdığını fark ettim ve dikkatle mitingi izleyen o vatandaşın fotoğrafını çektim. 

BALONLARIN HİKAYESİ…

Diğer ödülün olan fotoğraf serisinin hikayesi nasıl başladı, seriyi ne kadar sürede çektin, bu süreçte yaşadığın ilginç anlar var mı?

Balonların nasıl hazırlandığını merak ediyordum. Bir fotoğraf yarışmasından kazandığım uçak biletlerimin son kalan kısmıyla yurtiçi bir seyahat yapabiliyordum bu fırsatı değerlendirip Kapadokya’ya gidip görmek istemiştim. Hem okulumu aksatmamak için hem de çok masraf çıkmaması için sadece bir gece konaklayacak şekilde kendimi ayarladım. İlk gün geçirdiğim bir kaza yüzünden hastaneye gitmek zorunda kaldım o yüzden ilk gün balonlara dair hiçbir şey çekememiştim. 2. gün sabaha karşı balonların en yoğun olduğu bölgeye doğru yürüdük. Etrafım hareketlendikçe bende fotoğraf çekmeye başladım. Yaklaşık 1 saat kadar sürekli fotoğraf çektikten sonra neredeyse tüm balonlar havalanmıştı. Beni meraklandıran kısım sona erdiği için ondan sonraki vaktimi balonları izleyerek geçirdim. Bütün bu süreç ve çektiğim fotoğrafların yolculuğu benim için çok değerli bir anıya dönüştü.

Foto muhabirliğiyle ilgili hayalin nedir, gelecekte kendini nerede görmek istiyorsun?

Çalışmalarını sıkı bir şekilde takip ettiğim birçok fotoğrafçıyı içinde barındıran ajanslar var. Kendi gözümü eğitmek için sürekli arşivlerinde yapmış oldukları işleri inceleyerek zaman geçirirken aynı zamanda yeni işlerini sabırsızlıkla beklediğimi söylemeliyim. İleride o ajansların birinde çalışabilmek istiyorum. Yıllardır işlerini takip ettiğim fotoğrafçılarla aynı ajansta çalışmak, çektiğim fotoğrafların ve göstermeye çalıştığım hikayelerin görünürlüğünün artıp çok sayıda insana ulaşması beni çok heyecanlandırıyor.

TFMD’nin Ara Güler Özendirme Ödülleri hakkında neler düşünüyorsun?

Ara Güler yaşadığım şehri en iyi anlatan foto muhabirlerinden biri, benim gibi bu işe ilgi duyan birçok insana ilham olduğunu düşünüyorum. Onun isminin yaşatıldığı bir yarışmadan ödül almak benim için çok gurur verici. TFMD’nin güçlü jürisi karşısında fotoğraflarımın seçilmesinin de beni gerçekten motive ettiğini söylemeliyim. Ara Güler Özendirme ödülü sayesinde birçok genç foto muhabirinin destekleneceğine inanıyorum ve TFMD’ye çok teşekkür ediyorum.

Röportaj: Mert Gökhan Koç