ABD’de Serbest Foto Muhabirine Saygı Var

AFP Foto Muhabiri Kerem Yücel, ABD’de gösterilerde çektiği karesiyle Yılın Basın Fotoğrafları 2021, Rafet Hüner Özel Ödülü kazandı. 

ABD’DE SERBEST FOTO MUHABİRİNE SAYGI VAR

Röportaj: Mert Gökhan KOÇ
TFMD Yılın Basın Fotoğrafları 2021’de Yılın Foto Röportajı ve Rafet Hüner Özel Ödülü’ne layık görülen Kerem Yücel, ABD’de serbest foto muhabiri olarak mesleğini sürdürüyor. George Floyd’un bir polis tarafından öldürülmesinin ardından başlayan ırkçılık karşıtı gösterileri ve güncel olayları takip eden Yücel, yurt dışında serbest foto muhabiri olarak çalışma koşullarını ve tecrübelerini Foto Muhabiri için anlattı.

 

 

 

Öncelikle sizi tanıyalım, Kerem Yücel kimdir? 

Ankara’da büyüyüp, fotoğrafçı olarak kariyerime İstanbul’da Atlas dergisinde devam ettim. Bu süre içerisinde Ortadoğu’dan, Orta-Asya ülkelerine, Nijerya’ya kadar başta Atlas dergisi olmak üzere çeşitli uluslararası sivil toplum örgütleri için fotoğraflar ürettim. Türkiye’de bulunduğum son yıllar içerisinde ise Suriyeli sığınmacıların yaşamlarına yoğunlaştım. Bu konuda Can Yayınları tarafından yayımlanan “Misafir” isimli bir fotoğraf kitabım var. Daha sonra kariyerime başka bir coğrafyada devam edebilmek için ABD’ye geldim. Serbest fotoğrafçı olarak devam ediyorum. AFP, MPR, Time Dergisi, New York Times ve Washington Post için konular üretiyorum.

 

 

 

 

Kerem Yücel, ABD vatandaşı George Floyd’un bir polis memuru tarafından öldürülmesi sonucu başlayan barışçıl eylemlere Minneapolis Polisi ve Amerikan Ulusal Muhafızlarının müdahalesi sonrasında yaşanan kaosu ve olaylar sırasında şehrin birçok bölgesinde güvenliği sağlayan ” Özgürlük Savaşçıları” adlı grubun fotoğraflarıyla Yılın Basın Fotoğrafları 2021’de , Yılın Foto Röportajı ödülünü aldı. 

FOTOĞRAFLA GEÇ TANIŞTIM
Fotoğrafa ve foto muhabirliğine olan ilginiz nasıl başladı?  Fotoğrafla çok geç tanıştım. İlk profesyonel deneyimimi Kaşmir depremi sırasında yaşadım, daha sonra İran, Irak ve Suriye’de sivil toplum örgütleri için çalıştım. Atlas dergisinde fotoğraf editörü ve fotoğrafçı olarak çalışırken aynı ay içerisinde iki farklı konuya gittiğim çok yoğun bir dönem geçirdim. Bu arada yavaş yavaş toplumsal ve çevresel olaylara olan şahitliğimde fotoğraf makinamı kullandım. Amerika’da ise başkanlık seçimleri dahil birçok olayda farklı yayın kuruluşları için foto muhabiri olarak çalışırken buldum kendimi.

Kerem Yücel / AFP

YARIŞIN İÇİNDE KALABİLECEĞİMİ FARKETTİM
Yurt dışında foto muhabiri olarak çalışmanın zorlukları neler? Sizi en çok zorlayan durumları, başınızdan geçen ilginç olayları anlatabilir misiniz? Amerikalı fotoğrafçılar teknolojiyi çok hızlı takip ediyorlar. Çektikleri fotoğrafları henüz bilgisayarlarına aktarılmadan editörlerin masasına ulaştırabilecekleri araçlara sahipler. Ben eski Başkan Donald Trump’ı takip ederken böyle bir teknolojiye sahip değildim. Fotoğrafımı çekip bir köşeye oturup fotoğraflarımın alt yazılarını yazdıktan sonra servis ediyordum. Sonuçta bu bir yarış ve fotoğrafı ilk servis edenin fotoğrafı kullanılacak. Geri kaldığım çok zaman oldu. Ama şimdilerde baktığım zamanda daha seçici olduğunda bir fotoğrafçının birkaç fotoğrafı cep telefonu aracılığı ile servis etmesi sayesinde bu yarış içinde kalabileceğini keşfettim. Teknolojik olarak halen eksikliklerim olsa da fotoğrafın kalitesinden ödün vermedikçe aradaki hız farkını bir şekilde kapatabiliyorsun.

Kerem Yücel / AFP

ABD’DE SERBETS ÇALIŞANA SAYGI VAR
Türkiye’deki foto muhabirlerinin çalışma şartları ve koşulları ile ABD’yi kıyaslayabilir misiniz? Ne gibi farklılıklar ya da benzerlikler var? Serbest foto muhabirlik üzerinden bu karşılaştırmayı yapmak isterim. Amerika’da serbest foto muhabirine duyulan güven ve saygı Türkiye’nin çok çok üstünde. Bir gün X ajansı için fotoğraf çeken birisi diğer gün başka bir gazete için gelebiliyor. Meslek kuruluşundan aldığı basın kartı onu başkanın takibinden toplumsal olaya kadar her konuda akreditasyon almasına yardımcı oluyor. Ve diğer kadrolu fotoğrafçıların yanında sadece çektiği fotoğraflarla değerlendirilebilir. Ben bu konuda Türkiye’de şanssız tecrübeler edinmiştim. Benim çalıştığım yıllar içerisinde herhangi bir gazetenin serbest fotoğrafçıya iş verdiği görülür şey değildi. Hatta kadrolu fotoğrafçılar yanlarında serbest foto muhabirlerini görmek istemezler, sarı basın kartı olmayan fotoğrafçıyı şikayet bile ederlerdi. Şimdi tüm bunların yavaş yavaş değiştiğini umuyorum. Sonuçta gerek ABD’de, gerekse Türkiye’de foto muhabirlerinin tek amacı en iyi fotoğrafı en hızlı ve doğru şekilde okuyucuya ulaştırmak olmalı.

 

Kerem Yücel / AFP

YANAN SEHİRDE GÖREV YIPRATICI
Irkçılık karşıtı eylemlerde uzun süre görev yaptınız. Olaylar nasıl başladı ve nasıl devam etti? Bu eylemlerde neler hissettiniz, sahada çalıştığınız zaman nasıl zorluklar yaşadınız? Eylemciler sizi nasıl karşıladı, fotoğraf çekerken siz de ırkçılığa maruz kaldınız mı? George Floyd’un öldürülmesi ve arkasından gelişen olaylar ile başlayan süreç daha sonra eklenerek arttı. Farklı eyaletlerde farklı isimler için yapılan eylemlerde görev aldım.  Polisin bitmek bilmeyen plastik mermi ve gaz kullanımı, eylemcilere gözdağı vermeye çalışan silahlı gruplar (hatırladığım kadarıyla protestocu ırkçı gruplar tarafından eylemlerde öldürüldü) ve eylemciler içinde medyayı hedef alan gruplarla karşılaştım. Tüm bunların arasında çalışmak ve bir yandan da yanan şehrin içinde görev yapmak yıpratıcı oldu benim için. Uzun süreler ailemden, evimden uzak kaldım. Ardı arkası kesilmeden infilak eden araçlar, mutfak tüpüne sarılmış bir şekilde yanan karakola doğru koşanlar… Tüm bu olanlar hız kesmeden devam ediyor. Sorularınızı cevaplarken bile geçen hafta öldürülen 20 yaşındaki bir gencin ardından çıkan olayları çekiyorum.

Herhangi bir ırkçılığa maruz kaldığımı hatırlamıyorum. Bunun bir nedeni “beyaz” olmam olabilir. Ama benimle görev yapan başka muhabirlerin, özellikle Asya ülkelerinden gelenlerin Trump taraftarları tarafından sözlü tacize uğradığına şahit oldum. Tüm bu olup bitenler karşısında hislerim hep karışık oldu. George Floyd’un öldürülmesi, barışçıl eylemler, bir şehrin yakılması ve daha yeniden başkalarının polis kurşunu tarafından öldürülmesi… Benim doğup büyüdüğüm coğrafyada da farklı hak ihlalleri ve şiddet eksik olmadı. Dünya döndüğü sürece de bu böyle olacak gibi. Benim adalete olan inancım ise her geçen gün azalıyor, burada ya da orada olmak bir şey değiştirmiyor.

 

Kerem Yücel / AFP