GÖRÜNTÜLER BAZEN TEK BAŞINA HABERDİR

Ben daha çok zor bölgelerin kameramanı oldum. Yaşadığım birçok olay tarihe tanıklık gibiydi ama beni en çok etkileyen, Afganistan ve Irak savaşlarında yaşadıklarımızdı. Gerçek anlamda kurşunların altında çekim yapmak zordu” diyen Türkiye Foto Muhabirleri Derneği üyesi Doğan, mesleğinin inceliklerini, deneyimlerini ve kamerasıyla olan dostluğunu Foto Muhabiri dergisi için anlattı.

25 önce asistan olarak girdiği Kanal D’de hala Haber Kameramanı olarak çalışan Durak Doğan, “Haber Kameramanlığı diğer kameramanlara göre farklı bir meslek. Günümüzde elinde telefon olan herkes kendini kameraman sanabilir ama haber kameramanının kıymeti yoğun gündem, toplumsal olaylar ve savaşlarda daha çok anlaşılır. Tek gözü ile kaydettiği görüntüleri ekranları başında milyonlarca göz izler. Dolayısıyla bazı haberleri aslında kameraman yapar” diyor.

Röportaj: Günsu ÖZMEN

Durak Doğan kimdir? Kendinizi anlatır mısınız?

1971’de Anadolu’nun çorak topraklarında doğup kendisini sürekli geliştirmeye çalışan, mesleki heyecanını hiç kaybetmeyen bir basın emekçisiyim. Yozgat’ın Yerköy ilçesinde doğdum. Liseden sora Yozgat’tan ayrılıp Eskişehir’e İktisat okumaya gittim. Toplumsal meselelere hep duyarlı olmuş, merak etmiş hatta sorgulamış birisi olarak, gazetecilik hevesim ben fark etmeden o zamanlar başladı. Hiçbir zaman bankacı ya da kamuda bir ekonomist olacağımı hayal etmemiştim ve şartlar beni haber kameramanı olarak yaşamaya itmişti bile. Dünyaya bir daha gelsem ne olurdu bilemiyorum ama mutlu olacağım bir iş yapmak isterdim ve ben bu meslekte mutluyum.

AYLARCA SES KABLOSU VE TRİPOD SİLDİM

Kameramanlığa nasıl ve nerede başladınız?

Haber kameramanlığına 1996 yılında Kanal D’ de başladım. Bir özel televizyonda başladığı yerde çalışmaya devam eden belki de tek haber kameramanı olabilirim. 25 yıl önce asistanlık ciddi bir işti. Kamerayı hemen omzuna alıp, “ben oldum” denmezdi. Ustam bana aylarca ses kablosu ve tripod sildirdi. Kamerayı elime alınca o zaman kıymetini anladım. Benim için şanslı bir dönemdi, özel televizyonlar yeni açılıyor ve ciddi istihdam açığı vardı. Bu açık TRT ve yeni yetişen genç kameramanlarla karşılanıyordu. Ama maalesef günümüzde böyle değil.

OLMAZSA OLMAZI KAMERAMANLARDIR

Kameraman televizyon haberciliğinin olmazsa olmazıdır. Haber kameramanlığı nedir?

Kısaca haber amaçlı çekim yapan kameramana haber kameramanı diyebiliriz. Haber Kameramanlığı diğer kameramanlara göre farklı bir meslektir. Hem çalıştığı alan, çektiği konu, çekim teknikleri, çalışma şartları ve kullandığı malzemeler bakımından ayrıcalıklar gösterir. Televizyon haberciliğinin olmazsa olmaz unsuru kameramanlardır. Günümüzde elinde telefon olan herkes kendini kameraman sanabilir ama haber kameramanının kıymeti yoğun gündem, toplumsal olaylar ve savaşlarda daha çok anlaşılır. Onun için de haber kameramanının gündemi çok iyi takip etmesi ve çok okuması şarttır.

GÖRÜNTÜLER BAZEN TEK BAŞINA HABERDİR

Haberin izleyiciye ulaşmasında kameramanın rolü nedir?

İyi bir haber kameramanı gittiği işte haberin tüm unsurlarını görüntülemek zorundadır. Aslında ağır bir sorumluluğu vardır. Tek gözü ile kaydettiği görüntüleri ekranları başında milyonlarca göz izler. Yani örneğin toplumsal bir olayı ya da bir savaşı görüntülüyorsa, insanlar olayları o kameramanın bakış açısıyla görür. Dolayısıyla bazı haberleri aslında kameraman yapar. Görüntüler bazen tek başına haberdir ve sadece uygun bir metin gereklidir. Ama bazen de ekip arkadaşının bakışıyla haber yaparsınız. Yani evet habere direkt etkimiz vardır ama bu iş öncelikli ekip işidir.

Tekzip dediğimiz yalanlama mekanizması kameramanlıkta nasıl işliyor?

Gazetecilik zor iştir, meslektaşlarımız bazen birçok tekzip alır ama bizim meslekte tekzip yemeyen tek alan belki de haber kameramanlığıdır. Çünkü olmayan bir şeyi varmış gibi ya da var olan bir şeyi yokmuş gibi çekemeyiz. Yani biz ne varsa onu çekeriz ne bir eksik, ne bir fazla.

KANLAR İÇİNDE KAMERAMA SARILDIM

Hiç unutamadığınız hayatınızın dönüm noktası olduğunu düşündüğünüz bir çekiminiz oldu mu?

Birçok olay yaşadık birçoğu aslında tarihe tanıklık gibiydi ama beni en çok etkileyen olaylar Afganistan ve Irak savaşlarında yaşadıklarımızdı. Gerçek anlamda kurşunların altında çekim yapmak zordu. Birde 1997 yılında toplumsal bir olayda yaralanmıştım, kanlar içinde kamerama sarılma görüntülerim günlerce ulusal ve uluslararası manşetleri süslemişti maalesef.

Basında muhabir ve kameramanlar arasındaki ilişki nasıldır?

Televizyon haberciliği ekip işidir. Sadece kameraman muhabir değil, montajcısından haber müdürüne, çaycısından şoförüne ciddi bir emek vardır. Ama sahada kameraman ve muhabir çok iyi anlaşmalıdır. Kameraman çalışırken bazen etrafta olanları kaçırabilir. Tek gözümüz vizörde ve sağ tarafımız omuzumuzdaki kameradan dolayı en zayıf yanımızdır. İşte orda muhabir bizim ikinci, üçüncü gözümüzdür. Ya da bazen muhabirin atladığı bir detay kameramanın dikkatiyle ortaya çıkabilir. Yani bizler çok didişiriz ama et ile tırnak gibiyiz.

ZOR BÖLGELERİN KAMERAMANI OLDUM

Dünya ülkeleri arasında size en ilginç gelen çekiminizi anlatır mısınız?

Ben daha çok zor bölgelerin kameramanı oldum. Savaş bölgelerine çok gittim ve o bölgelerin en önemli özelliği hemen bir savaş ekonomisi oluşmasıdır. Afganistan savaşında Tacikistan’dan ülkeye kaçak yollarla giriş yapmıştık. Savaş bölgesine ulaşana kadar bayağı bir para harcamıştık. Çok kısa süre içerisinde de paramız bitmişti. Bir keresinde de mihmandar bizi çekim yapacağımız bölgeye götürmek için tam üç araç değiştirdi. Bu araçlardan biri de katırlardı, her birine yüklü paralar ödemek zorunda kalmıştık.

Pandemi kameramanları nasıl etkiledi?

Çalıştığım kurum pandemi kuralları konusunda çok hassas davrandı. Özellikle salgının ilk aylarında kurumumuz bizi hiç riske atmadı. Ama genel olarak haber kameramanlarına baktığımız zaman özellikle ajanslarda çalışan arkadaşlarımız büyük risk altında çalıştılar. Sağlık çalışanları kadar olmasa da toplumun her kesimiyle temas halindeyiz. Ciddi risk altındayız ve birçok arkadaşımız da bu hastalığa yakalandı. Sonuçta hastaları, yoğun bakım ünitelerini veya cenazeleri görüntüleyen bir haber kameramanı var, bunu unutmayın.

HABER KAMERAMANLARININ SANATÇI YANI VAR

Emeğinizin karşılığını aldığınızı düşünüyor musunuz?

Mesleğe ilk başladığım yıllarda ekonomik olarak ortanın biraz üzerinde kazanan bir meslek grubuyduk. Ama şu Türkiye ortalaması birçok meslek grubundan daha az kazanıyoruz. Ben haber kameramanlarının hep bir sanatçı yanının olduğuna inananlardanım ve gerçek sanatçılar maalesef pek fazla değer görmüyor. İşin esprisi bir yana çok zor şartlarda ve büyük riskler altında çalışan haber kameramanları maalesef hak ettikleri değeri görmüyor.

Haber kameramanları açısından işsizlik sorununu değerlendirir misiniz?

Ülkemizde çok fazla iletişim fakültesi var. Alaylı biri olarak bu işi mekteplilerin daha iyi yapması gerektiğine inanıyorum. Maalesef pratik yetersizliği kalifiye eleman yetişmesini engellediğini düşünüyorum. Bir de mezun olan arkadaşların büyük bölümü ekran önünde olmak istiyor. Orası daha çekici gelebilir ama mesleki haz bu tarafta daha fazla gibi geliyor bana. Ama artık televizyonların personel anlamında bir doymuşluğu var. Çok işi az iş gücüyle karşılamak gibi kötü bir gelenek oluştu. Bu yüzden işsizlik sorunu bizim sektörde de yoğunlaşmaya başladı. Yeni mezun arkadaşlar sektörde var olabilmek için mutlaka fark yaratmalılar.

Genç kameraman adaylarına ve kameraman olmak isteyenlere neler söylemek istersiniz?

Genç meslektaşlarıma tavsiyem lütfen çok okuyun. Teknolojiyi iyi takip edin ve sürekli gelişime açık olun. Hiçbir zaman “ben oldum” demeyin. İnsani duygularımızı asla kaybetmeyelim. Gazeteciler birçok insanın gözünde farklı bir yerdedir ve bu bazılarında ego sorunu olarak ortaya çıkar. Sonuçta bizlerde duyguları, sevdaları, eşleri ve çocukları olan ete kemiğe bürünmüş insanlarız. Unutmayın önce insan sonra gazeteci…