DRONE PİLOTU AHMET FARUK SARIKOÇ

“Günümüzde Drone, artık neredeyse her gazetecinin yanında olması gereken bir cihaz halini aldı. Ancak tek başına haber yapmak için, bu cihaz çoğu zaman yeterli değil. Cihazı kullanmak yapacağınız işe güç katan bir enstrüman gibidir. Bu enstrümanı ne kadar iyi kullanırsak, yaptığınız işte o kadar başarılı olabiliriz.”

Röportaj: Derya YETİM

Gazeteciliğe nasıl başladın?

Baba mesleği olan gazeteciliğe çocuk yaşta evdeki fotoğraf makinaları ile fotoğraf çekerek ilk adımımı attım. İstanbul 1992 yılı doğumluyum, Trabzon Sürmene nüfusuna kayıtlıyım. Aktif olarak gazeteciliğe Balıkesir’de lise eğitimi aldığım yıllarda, çalıştığım yerel gazeteyle başladı. Gazetede çıkan imzalı İlk haberim yayınlandığında 16 yaşındaydım. Elime aldığım fotoğraf makinesi ardından, kamerayla tanışmam beni oldukça heyecanlandırmıştı. Bir yandan lisede okurken, diğer yandan İhlas Haber Ajansı’nda işi öğrenmek için Balıkesir bürosuna gitmeye başladım. Lise eğitimim süresinde sinema ve fotoğrafçılık üzerine kurslara gittim. Bunların bana çok faydası oldu. Çıraklık, stajyerlik derken 2012 yılında İstanbul’a geldim.

“DRONE” İLE CANLI YAYIN YAPTIK”

O yılın 1 Mayıs gösterilerinde ilk defa “Drone” ile canlı yayın yaptık. Bu canlı yayını Haber Türk Televizyonu “İhlas Haber Ajansı’nın insansız hava aracından görüntüler” diyerek “KJ” yazdı. Bu habercilikte bir ilkti. Bu yayından sonra drone ve teknolojiye olan ilgim daha da artmaya başladı. Bu beni gazetecilikte drone kullanımına doğru adım adım sürükledi. Herkesin ra arda oyuncak olarak gördüğü küçük drone ile bunu başardım. Günümüzde Drone, artık neredeyse her gazetecinin yanın- da olması gereken bir cihaz halini aldı. Ancak tek başına haber yapmak için, bu cihaz çoğu zaman yeterli değil. Cihazı kullanmak yapacağınız işe güç katan bir enstrüman gibidir. Bu enstrümanı ne kadar iyi kullanırsak, yaptığınız işte o kadar başarılı olabiliriz.

Drone kullanmak için neler gerekiyor? Bilmeyenler için açıklarmısınız?

Türkiye’de Drone kullanmak için öncelikle eğitim ve ehliyet almanız gerekiyor. Ben bu eğitimi aldım. “İHA-0 ve İHA-1” ehliyetimi aldım. Yani 25 kiloya kadar insansız hava araçlarını kullanma yetkisine sahibim. Sadece bu ehliyeti almak yetmiyor. Neredeyse her gün bol pratik ve havacılık kurallarını ve terimlerini çok iyi bilmeniz lazım. Bir hava aracının uçuş prensiplerini, hava durumu takibini, sıcaklık, rüzgarın hangi yükseklikte, hangi şiddette, yönünü ve hızını iyi bilmelisiniz. Dünyanın manyetik alanının yatay bileşenindeki bozulmaları jeomanyetik fırtınaları bile takip etmeniz gerekiyor. Bu profesyonel drone kullanımı için çok önemli. Birçok kullanıcı bu ayrıntılara dikkat etmiyor ve bundan dolayı da sıkıntılar yaşıyor. Drone kullanımına yönelik bu bilgileri telefona kuracağınız bir aplikasyonla öğrenebilirsiniz.

 

Gazetecilikte drone kullanmanın kolaylık ve zorlukları nelerdir?

Gazetecilikte drone kullanmak hem zevkli, hem de bir o kadar zor yanları bulunmaktadır. Bulunduğum noktadan 8.300 metre uzaklıkta bir gemi kazasını canlı yayın yapıp geri dönmek teknolojinin limitlerini zorlamak güzel bir olay. Ancak uzun mesafelerde ani voltaj düşmesi, sert rüzgarlar ve buna benzer bir çok etkenin olabileceği ve cihazınızın kontrolden çıkma olasılığı bulunuyor. Bu da işin zor kısımlarından birisidir.

Habercilikte drone kullanımını özgürlüğün anahtarı olarak görebiliriz. Ancak bu özgürlüğü nasıl ve hangi amaçla kullandığınız çok önemlidir. Normalde tespit etmem mümkün olmayan bir çok farklı haberi, drone ile havada dolaşırken, görüp yakalama imkanı oluyor. Rami Kışlası restorasyonu sırasında çıkan yangını drone ile tespit ederek, haberini yapmıştım. Bu haber yayınlandıktan sonra oldukça ses getirmiş ve ilgili bakanlık soruşturma başlatmıştı. Drone olmasa ben bu ayrıntıları görüntülemem mümkün olmayacaktı.

Drone uçurmak sizde nasıl bir duygu oluşturuyor?

Uçma hissi oldukça insanı motive eden ve heyecanlandıran bir duygu. Şehrin kalabalığından kaçıp bazen bulutların üstünde uçuyormuşçasına drone ile gezinmek eşsiz bir duygu. En çok İstanbul Boğazı’nda gezinen yunusları görüntülerken heyecan duyuyorum. Onları bazen haftalarca bekliyorum, ama dans edercesine gemilerle yarışmaları, suyun metrelerce üstüne zıplamaları beni oldukça sevindiriyor. Tabi ki bu heyecanı, duyguyu habere yansıtmak ve izleyenlerin de yaşaması için, en güzel görüntüyü yakalamaya çalışıyorum.

 

Şimdiye kadar ne kadar drone uçurdunuz? Bu saat olarak mı, yoksa mesafe olarak mı hesaplanır?

6 yıldır drone kullanıyorum. Aplikasyonun hesaplamalarına göre 600 saati aşan uçuş süresi ve 6 milyon kilometre uçuşum oldu. Yaklaşık 3 bin 200 kez farklı uçuş gerçekleştirdim. Drone uçurmadığım her gün kendimde eksik bir şeylerin olduğunu fark ediyorum. Bunu “ korona virüse” yakalandığımda anladım, içimde olan eksikliği evin içerisinde ‘fpv dronu’ kullanarak eksikliği giderdim.

Çektiğiniz görüntüleri sosyal medyada yayınlıyormusunuz?

Çektiğim görüntüleri instagramda paylaşmamın ardından bana ulaşanların sayısı oldukça arttı. Bu mecrada, eskiden çektiğim görüntüleri paylaşmam ile birlikte çevremdeki bir çok kişi “Bunları sen mi çekiyorsun” demeye başladı.

SOSYAL MEDYANIN GÜCÜ

Yaptığınız iş kadar, onu göstermeniz için sosyal medyanın iyi bir sergi alanı olduğunu düşünüyorum. Yeni nesil sergi salonları, bence sosyal medya platformları olacak. Milyonlarca kişiye eserlerinizi göstermek isterseniz inanılmaz organizasyonlar ve reklam vermeniz gerekebilir. Ancak sosyal medyada bunu çok daha kolay bir şekilde yapabiliyorsunuz.

Bu bilgi ve tecrübelerinizi başkalarına aktarıyormusunuz? 

‘Öğretmenlik’in benim için ağır bir ifade olduğunu düşünüyorum. Ben kendimi daha öyle ifade edemiyorum. Ancak bildiklerimi öğretmeyi seviyorum. Bilginin sadakasının paylaşmak olduğunu düşünüyorum. İhlas Haber Ajansında drone eğitimleri veriyorum.

 

 

 

ÖĞRENDİKLERİMİ ÖĞRETİYORUM

Türkiye’nin bir çok iline seyahat ediyorum. Anadolu’da bu işi çok güzel ve başarılı yapan arkadaşlarımıza daha iyi olmaları için elimden gelen bilgi ve birikimi aktarmaya çalışıyorum. Tabii ki, tecrübelerimi aktarmanın büyük faydası oluyor. 6 milyon kilometre uçuş yapmış, gazeteci kimliğine sahip bir drone pilotu olarak, havada çok zor durumlar ile karşılaştığım oldu. Kimi zaman bilinçsiz kullanılan “jammerlar” tarafından, kimi zaman bir konserde vatandaşlar tarafından dronlarımız saldırıya uğradı. Yaşadığım olaylardan nasıl ders çıkardığımı anlatmak mutluluk verici. Çünkü drone daha iyi kullanmak için çok zaman harcanması gerektiğini düşünüyorum. Ben de bu zamanı daha az harcayarak daha profesyonel olmalarını sağlamaya çalışıyorum. İyi bir drone pilotu olmak için her gün pratik yapmalı ve gelişen teknolojiyi çok iyi takip etmelisiniz. Ancak gazetecilik için bu yeterli değil. Güçlü görseller elde edebilmek için fotoğraf kurallarını, tekniklerini ve haber yazmayı, hikaye anlatıcılığını iyi bilmeniz gerekiyor. Kısacası çektiğiniz fotoğrafın sizin yerinize izleyici ile konuşması ve her şeyi anlatması gerektiğini düşünüyorum. Ancak bende drone ile ilgili her gün yeni bir bilgi öğreniyorum. Öğrenmenin asla sonu olduğunu düşünmemek gerekiyor.

Drone kullanırken karşılaştığınız sorunlar neler?

Türkiye’de drone pilotları için artık yeni sorunlar çıkmaya başladı. Bilinçsiz kullanılan droneların artması ve kötü amaçlı kullanmaları önlemek için, jammer kullanımı yapıldığı söyleniyor. Ancak “gps” sinyallerini bozan sistemler sadece dronları etkilemiyor, gemilerin, uçakların ve benzeri gps kullanan tüm cihazların sinyallerini bozuyor veya farklı bir konumda gösteriyor.

YENİ SORUN BİLİNÇSİZ JAMMER KULLANIMI

Bu engellemeler sonucu İstanbul Boğazı’ndan geçen gemilerin konumları Ankara olarak gözüküyor. Mersin Limanı’nda ki gemiler Ankara’da gözüküyor. Bu durum çalışma hayatını, bizleri ciddi ölçüde olumsuz etkiliyor. İzinli uçuş yapan bir çok arkadaşımızın drone jammer sistemler tarafından düşürülüyor. Drone pilotlarının buna çok dikkat etmesi gerekiyor.