FOTOĞRAF ALBÜMLERİNE BAKMAYI ÇOK SEVERDİM

DHA Foto Muhabiri Serhat Ozan Yıldırım “Çocukluğumdan beri fotoğrafa ve gazeteciliğe ilgim vardı. Sorunlara karşı sessiz kalamam, insanların sorunlarını ve güzelliklerini kamuoyuna duyurmak için bu mesleği seçtim” diyor.

Röportaj: Günsu ÖZMEN

TFMD 2021 Yılın Basın Fotoğrafları organizasyonunun Sağlık Çalışanlarına Saygı Özel Ödülü’nü kazanan Demirören Haber Ajansı (DHA) Foto Muhabiri Serhat Ozan Yıldırım oldu. Aynı zamanda çalıştığı kurumda muhabirlik ve kameramanlık da yapan

Yıldırım, “Gazetecilik hayatımda dönüm noktam DHA ile çalışmaya başlamam oldu. Ajans muhabiri olmak birden çok sorumluluk getiriyor. Bizim meslekte herkes yükselmek büyük şehirlere gitmek ister. Ben hep bulunduğum bölgede, sahada çalışmak istiyorum, yoksa kendimi mutsuz hissederim” diyor. Yıldırım ile Tunceli’deki mesleki deneyimlerini ve hayallerini konuştuk.

 

Sizi tanıyabilir miyim? Mesleğe nasıl başladınız?

1992 yılında Tunceli’de dünyaya geldim. Çocukluğumdan beri fotoğrafa ve gazeteciliğe karşı inanılmaz bir ilgim vardı. İlk fotoğraf makinemi de çocukluğumda aldım. Bu da sanırım anılara duyduğum ilgiden kaynaklanıyor. Fotoğraf albümlerine bakmayı çok severdim. Albümlerde aile bireylerinden biri eksikse veya güzel bir fotoğraf çekilmemişse üzüntü duyardım. Sorunlara karşı sessiz kalamam, insanların sorunlarını, güzelliklerini kamuoyuna duyurmak için bu mesleği seçtim. Meslekte de 6 yılı geride bıraktım. Ruhunuza işlemişse foto muhabirliği ve gazetecilik inanın çok güzel bir meslek. Çünkü diğer mesleklerden çok farklı olduğunu düşünüyorum.

FOTO MUHABİRİ SOKAKTA OLMALI

Foto muhabirliği mesleği sizin için ne anlam ifade ediyor?

Foto muhabirliği gazetecilik mesleğinde çok özel bir yere sahip. Fotoğrafsız haber hiçbir anlam ifade etmediği gibi benim nazarımda fotoğraf, haberin ana değeri sayılır. Foto muhabiri olmak başlı başına özel yetenek ister. Foto muhabiri her zaman kimsenin görmediğini gören olmalı. Fotoğraf makinası ekipmanın tamam olmasından ziyade fotoğraftaki ince ayrıntıyı ve topluma vereceğin mesajı fark ettiğin zaman foto muhabiri olmuş olursun. Foto muhabirinin bana göre en önemli vizyonu toplumu iyi analiz etmesidir. Foto muhabiri her an haber olacak gibi sokakta, dağda bayırda olmalı. İnsanlarla çok fazla konuşmalı ve iyi bir dinleyici olmanın yanında her gün araştırma yaparak bilgi hafızasını genişletmeli.

 

Çalışma disiplininizde ‘asla ödün vermem’ dediğiniz kurallarınız var mı?

Her meslekte olduğu gibi muhabirlikte de disiplin önemlidir. Çektiğiniz bir fotoğraf ya da bir röportaj çalıştığım kuruma servis edilmeden içimde onu büyük bir sırla saklarım. Çünkü gazetecinin haberi, fotoğrafı veya görüntüsü ancak çalıştığı kurum tarafından servis edilirse anlam kazanır. Onu öncesinden insanlara kendin anlatırsan veya görsellerini gösterirsen hiçbir önemi kalmaz. Çektiğiniz bir fotoğraf ya da yaptığınız bir haber ülkeyi sarsabilir hatta imkânsız dediğiniz algıları bile yıkabilir.

24 SAAT HABERLE YATIP KALKIYORUM

Mesleki deneyimlerinizden bahseder misiniz?

Uzun yıllar Tunceli’de Özgür Dersim Gazetesi’nde muhabir olarak çalıştım. Yerel gazetede çalışmanın ayrı bir önemi ve farkı oluyor. Çünkü yerel sorunlara ve taleplere daha geniş yer verebiliyorsun. Vatandaşın sorunu olduğunda, yetkililerin sorunu görmesini ve çözüm üretmesini sağlıyorsunuz. Sorun çözüldüğünde de o mutluluk sana fazlasıyla yetiyor. Gazetecilik hayatımda dönüm noktam Demirören Haber Ajansı ile çalışmaya başlamam oldu. DHA’nın Tunceli muhabiri olduktan sonra yerel gazetecilik ile ulusal gazeteciliğin farkını anladım. Sadece Tunceli değil, bölgeyi analiz etmek ve ‘her an her yerde haber var’ mantığıyla hareket ettiğim için 24 saat haberle yatıp, kalkıyorum. Gazetecilik sorumluluğu ve doğruyu yazmak tek öncelik oluyor. Ajans muhabirliği çok özel bir meslek. Bir anda bütün televizyon ve gazetelerde yer alıyorsunuz, bunun için çok ayrıntı peşinde koşmak durumundayım. Ajans muhabiri olmak birden çok sorumluluk getiriyor, haber takibi hiç bitmiyor. Televizyonlarda haberiniz çıktığında ve birçok televizyon için canlı yayın yaptığınızda mesleğe olan hevesiniz artıyor. Daha iyisini yapmak için hep uğraş içinde oluyorsunuz. Bir sorunuz, talebininiz olduğunda da rahatlıkla karşılanıyor. Bir aile ortamı var gerçekten ajansımızda.

3 KİŞİNİN YAPTIĞI İŞİ TEK BAŞIMA YAPIYORUM

Ajansta hem foto muhabiri hem de kameramanlık görevini yapmak çok zor. Zaman konusunda büyük sıkıntı yaşıyorum. Fotoğraf ve görüntü çekiyorum, hem görüntü montajı yapıyorum hem fotoğrafı hazırlıyorum hem de haberi yazıyorum. Böyle olunca sorumluluğum artıyor. Bir habere gittiğimde ve o haber görsel olarak zenginlik içerisindeyse dronalamı, kameraya mı ya da fotoğrafa mı ağırlık versem şeklinde büyük zorluk yaşıyorum. Ama haber hazırlandıktan ve yayına girdikten sonra geriye sadece kocaman bir mutluluk kalıyor. Bir de şöyle bir özgüven geliyor, başka bir ilde 3 kişi ya da 2 kişinin yapacağı işi tek başına yapıyorsun. Bu da seni en zor durumda bile kendini güçlü ve özgüvenli hissetmeni sağlıyor.

Sahada yaşadığınız en büyük zorluk ve sizi en çok etkileyen olaydan bahseder misiniz?

Bence sahada yaşanılan en büyük sorun ve sıkıntı birisinin haberinize engel olması. Birçok asayiş durumunda bunu yaşadım. Sözlü ya da fiziki şiddet uygulamak istenmesi sizi fazlasıyla üzüyor ama onun baskısına ve engelline karşı sizin haber yapma isteğiniz fazlasıyla artıyor. 6 yıllık meslek hayatımda birçok olumsuz duruma şahit oldum ama bu zamana kadar beni en çok etkileyen olay, bir patlamada 8 ve 4 yaşındaki Ayaz ve Nupelda Güloğlu kardeşlerin yaşamını yitirmesi oldu. Elindeki cismi oyuncak zannedip oynarlarken patlamıştı. Vücutları paramparça olmuştu. Görüntü ve fotoğraf çekerken gözüm kapalı vizöre bakıyordum.

SAĞLIKÇILARIN KARLARLA KAPLI BİR DAĞDA YÜRÜMELERİNİ FOTOĞRAFLADIM

Sağlık Çalışanlarına Saygı Ödülü’nü aldınız. O fotoğrafınızın hikayesini anlatır mısınız?

Filyasyon ekipleri vakaların çıkmaya başladığı köye gidecekti. Sağlık müdürümüz ve sağlık çalışanlarıyla görüşüp ben de o gün onlara eşlik ettim. Ovacık ilçesi de kışın en çetin geçtiği ilçelerin başında gelir. En az 4 metre kar yağar ve 6 ay boyunca o kar toprağın üzerinde kalır. O gün kar yağışından dolayı 65 köy yolu ulaşıma kapanmıştı. Sağlık ekiplerinin de numune alacağı köyün de ulaşımı kapalıydı ve paletli kar aracıyla belli bir mesafeye gidildi. Daha sonra sağlık çalışanları araçtan inerek dondurucu soğukta, metrelerce karın içerisinde köye giderek gerekli hastalara ilaç takviyesi yaptı, numuneler aldı. Ben de onların bu zorluklarını hem fotoğrafladım hem görüntüledim hem de haberini yaptım. O zorlukları çekmem, sağlıkçıların pandemi sürecinde ne kadar fedakârca çalıştıklarını kanıtlamama sebep oldu.

MESLEK ÖRGÜTLERİ BUNU ENGELLEMELİ

Ülkemizdeki foto muhabirlerinin imza sorununu nasıl yorumluyorsunuz?

Foto muhabirinin alın teri ve emeğidir fotoğraf. Özellikle internet siteleri ve bazı günlük gazeteler arşivlerde fotoğrafları çıkarıp, kendi fotoğrafları gibi yayımlıyorlar. Bu konudaki ısrarları hala devam ediyor. Oysa o fotoğrafa emek veren gazeteci ne zorluklarla o fotoğrafı çekiyor hiç umursamıyorlar. Bence meslek örgütleri bu konuda birtakım kararlar almalı ve emek hırsızlarının bunu yapmasını bir şekilde engellenmeli. İmza olmayınca o fotoğraf anonim olarak kalıyor ve söz konusu fotoğrafın pek çok yerde paylaşılmasına neden oluyor. Bu durum yıllardır foto muhabirlerini fazlasıyla üzüyor.

Gelecekle ilgili hedefiniz nedir?

Muhabir olarak devam etmek istiyorum. Bizim meslekte herkes yükselmek büyük şehirlere gitmek ister. Ben hep bulunduğum bölgede, sahada çalışmak istiyorum, yoksa kendimi mutsuz hissederim.