SAVAŞTA KULLANDIĞIM MAKİNEMLE DOĞADA FOTOĞRAF ÇEKİYORUM

Irak, Suriye, Ukrayna gibi savaş bölgeleri başta olmak üzere bir çok farklı sıcak olayda görev alan Foto Muhabiri Soner Kılınç, “Her çatışma bölgesinin farklı dinamikleri vardır. Önceliğiniz her zaman hayatta kalmak olmalı, minimum riskle güçlü haber ve görseller üretmeye çalışmanız gerekir” diyor.

TFMD 2021 Yılın Basın Fotoğrafları yarışmasında ASKA Özel Ödülünü kazanan serbest Foto Muhabir Soner Kılınç, “İlkokul yıllarımda amcam babama poloroid fotoğraf makinesi hediye etmişti. Fotoğrafla tanışmam o makine sayesinde oldu” diyor. 22 yıllık meslek hayatını Foto Muhabirleri Dergisi’ne anlatan Kılıç, “Ukrayna’da bindiğimiz aracın kurşunlanması, birkaç saatliğine rehin alınmak gibi olaylar yaşadım. Anlık gelişmelerde hızlı karar alıp hayatta kalma önceliğinizi unutmadan görev yapmanız esastır” diyor ve ekliyor: “Meslek hayatım boyunca görev aldığım yerlere hep kendim gitmek istedim. Mesleğimi sevmek, güçlü olaylarda fotoğraf çekmek ve haber üretmek önceliğim oldu diyebilirim.” Kılınç ile savaş ve foto muhabirlik üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Röportaj: Günsu ÖZMEN

Sizi tanıyabilir miyiz? Mesleğe nasıl başladı?

Babam öğretmendi. Küçüklüğüm babamın mesleğinden dolayı köylerde geçti. Yurtdışında işçi olarak çalışan amcam ilkokul yıllarımda babama poloroid fotoğraf makinesi hediye etmişti. Fotoğrafla tanışmam o makine sayesinde oldu, ilk fotoğraflarımı o makineyle çekmiştim. Ortaokul yıllarımda ağabeyim İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesini kazandı, ağabeyimin eğitimi sırasında gazetecilik mesleğini tanımaya başladım. Kısa süre gazetecilik yapan ağabeyimin izinden ilerleyerek 1996 yılında Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü kazandım. Lisans eğitimime devam ederken Dünya Gazetesi İzmir Bölge Müdürlüğü’nde staj yaptım, ardından 1997 yılında Milliyet Gazetesi’nde polis muhabiri olarak işe başladım. Meslek hayatım kısaca böyle başladı diyebilirim.

DEPREM BÖLGESİ DÖNÜM NOKTAM OLDU
Neden savaş muhabirliği?

Öncelikle kendimi savaş muhabiri olarak tanımlamadığımı belirtmek isterim. Irak, Suriye, Ukrayna’da savaş bölgelerinde görev yaptım, Türkiye içinde çukur operasyonları başta olmak üzere çok sayıda terör operasyonunda çalıştım. Pek çok doğal afet ve toplumsal olayda da görev aldım. Gazetecilik mesleğinin doğası gereği yurtiçi ve yurt dışında çatışma bölgelerinde çalışmış olmak “savaş muhabirliği” tanımlamasını bence tam olarak karşılamıyor. Tecrübeniz arttıkça daha büyük olaylarda görev almak mesleğin doğasında var. Ülkemizde çok başarılı savaş muhabiri büyüklerimiz ve arkadaşlarımız var. Ben sıcak bölgelerde görev almış bir gazeteciyim. Milliyet Gazetesi İzmir Bölge Müdürlüğü’nde görev yaptığım yıllarda 1999 Marmara Depremi’nde Yalova, Gölcük, Değirmendere ve Çınarcık hattında uzun süre çalışmıştım. Deprem tecrübesi benim mesleğimde dönüm noktası oldu diyebilirim.

İlk savaş bölgesi göreviniz neresiydi?

Anadolu Ajansı’nda çalıştığım yıllarda Haber Akademisi tarafından düzenlenen Savaş Muhabirliği eğitimine katıldım. Eğitimin ardından Ukrayna’da ki iç savaş bölgesinde görevlendirildim. Donetsk ve Lugansk bölgelerinde 2 ay çalıştım. Bu görev benim mesleki anlamda gelişmeme önemli katkı sağladı.

ÖNCELİĞİNİZ HAYATTA KALMAK

Sıcak bölgelere göreve giderken nasıl hazırlık yapı- yorsunuz? Çatışma esnasındaki önceliğiniz nedir?

Göreve gitmeden önce bölgeyi ve şartları öğrenmeniz çok önemli. Gerek açık kaynaklardan, gerek daha önce gideceğiniz bölgede görev yapmış meslektaşlarımızla iletişime geçip ülkeyi, iklimi, coğrafi yapıyı, çatışmanın tarafları gibi sıcak bölgenin tüm özeliklerini araştırmanız gerekli. Kendi bilgi havuzunuzu oluşturduktan sonra, giyim kuşamınızdan bölgede fotoğraf ve görüntü geçeceğiniz teknolojik ekipmanı ve fotoğraf makinenizi hazırlayıp yola çıkıyorsunuz. Her çatışma bölgesinin farklı dinamikleri vardır. Önceliğiniz her zaman hayatta kalmak olmalı, minimum riskle güçlü haber ve görseller üretmeye çalışmanız gerekir. Çatışma bölgelerinde şartlar aniden değişebilir. Çatışma bölgelerinde olağan risk her zaman mevcuttur, ancak anlık gelişmelerde hızlı karar alıp hayatta kalma önceliğinizi unutmayarak görev yapmanız esastır.

Savaş hattında çalışmanın zorlukları nelerdir?

Sıcak bölgelerde görev yapmanın elbet farklı zorlukları var. Yeri geldiğinde iklim şartları, yeri geldiğinde sıcak çatışma anında güvenli alan bulma, patlamamış askeri mühimmatlar, keskin nişancı ateşi tehdidi, hava bombardımanı gibi pek çok faktör sizin için zorluktur. Deprem bölgesinde görev yapıyorsanız beslenme, barınma, ulaşım, iletişim zorlukları yaşarsınız. Her bölgenin kendine göre zorlukları ve şartları vardır

DUYGUSAL OLARAK YIPRANIRSINIZ

Çatışma alanları arasında sizi en zorlayıcı yer neresiydi?

Açıkçası tüm çatışma bölgeleri zorlayıcıdır. Duyusal olarak çok yıpranırsınız, çünkü savaşlar en çok kadınlara ve çocuklara zarar verir. Ben en çok yurt içi ve yurt dışında ülkemizin taraf olduğu bölgelerde zorlandım diyebilirim. Ukrayna’da bindiğimiz aracın kurşunlanması, birkaç saatliğine rehin alınmak gibi olaylar yaşadım. Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin terör operasyonlarında bildiğiniz, gördüğünüz, iletişim kurduğunuz ya da hiç tanımasanız bile gönül bağınız olduğu asker ve polislerin şehit düşmesi, masum insanların ölümünü görmek çok yıpratıcı oluyor. Soma maden faciası benim çok yıprandığım çalışma alanlarının başında gelir.

Hiç keşke dediğiniz bir an oldu mu?

Hayır olmadı. Çünkü meslek hayatım boyunca görev aldığım yerlere hep kendim gitmek istedim. Mesleğimi sevmek, güçlü olaylarda fotoğraf çekmek, haber üretmek önceliğim oldu diyebilirim.

Sizce iyi bir savaş ve foto muhabiri olmak için hangi tecrübeler ve şartlar gerekli?

Öncelikle mesleki tecrübeniz ne kadar yüksek ise o kadar başarılı olursunuz. Eğitim almak da önemli. Ben bu anlamda Anadolu Ajansı’nın savaş muhabirliği eğitiminin önemli olduğunu düşünüyorum. Yurt dışında eğitim veren kuruluşlar var. Bu eğitimlerde size ilk yardımdan savaşta kullanılan mühimmatlara kadar pek çok şeyi gösteriyorlar. Meslekte tecrübeli kişilerle iletişim kurmak da sizi başarıya götürür.

Çekmek isteyip çekemediğiniz bir fotoğraf var mı?

Foto muhabirinin algıları her zaman açık olmalı. Çünkü güçlü kareler planlanarak değil anlık gelişir. Geç kaldığım kareler elbette oldu ama şu kareyi atladım deyip hafızamda yer eden bir olay yaşamadım diyebilirim.

YAŞAMA OLAN BAKIŞINIZ DEĞİŞİYOR

Savaş muhabirliğinin olumlu ve olumsuz yanlarından bahseder misiniz?

Mesleğinizi seviyorsanız olumsuz yönlerini görmezden gelebiliyorsunuz. Kendinizi sıcak bölgelere gitmeden önce fiziken ve ruhen iyi hazırlamanız gerekli. Çeşitli detaylar var elbette. Ben olumsuz yanlarına değinmek istemiyorum. Çatışma bölgelerinden döndüğünüzde yaşama daha farklı bakıyorsunuz. Adeta hayata daha sıkı sarılıyorsunuz. Bence çatışma bölgelerinde görev yapmanın mesleki olarak bize kattıklarından çok, yaşama olan bakışınızda yarattığı değişim en olumlu yön diyebilirim.

ÖLÜMLE BURUN BURUNA OLMAK

Savaş muhabirliğini diğer habercilik alanlarından ayıran en önemli unsur nedir?

Öncelikle sıcak bölgelerde hayatta kalmaya çalışıyorsunuz. Diğer habercilik alanlarından en büyük farkı bu, görsel olarak çok güçlü bölgeler. Çatışma bölgelerinde limitler her zaman zorlanır. O anı solumak, fotoğraf çekmek, sürekli ölümle burun buruna olmak farklı bir adrenalin. Bir tür bağımlılık yaratmıyor diyemem.

Ölümle burun buruna geldiğiniz bir an olmuştur mutlaka. O anda neler hissettiğinizi kısaca anlatır mısınız?

Sıcak bölgelerde birçok kez ölümle burun buruna geliyorsunuz, yaşamın içinde ölüm de var. Kaderci bakmam yaşama, birkaç görevden sonra bizim ölüm körlüğü dediğimiz duygu gelişir. Bu sizi daha fazla risk almaya iter. Ben mümkün olduğunca bu duygudan uzak kalmaya çalışırım. Göreve gittiğim ilk günkü gibi tedbirimi alırım. İnsanız sonuçta, aileniz ve sizi sevenler var. Bu duygulardan uzaklaşıp işime odaklanırım. Ukrayna’da içinde bulunduğumuz araca açılan ateş anında zaman çok yavaş akmıştı, zorlu anlarda bu duygu çok hâkim oluyor.

ASTRONOMİ FOTOĞRAFÇILIĞI İLGİ ALANIM

Savaşın yaşandığı sahadan yurda döndüğünüzde ne hissediyorsunuz?

Elbette yurda dönmek, evinize dönmek çok farklı bir duygu. Sizi özleyen, merak eden insanlarla olmak çok keyifli. Ama bu duygu çok uzun sürmüyor, bir sonraki görevi iple çekiyorsunuz. Sıcak bölgelerden döndüğümde daha çok doğa fotoğrafı çekmeye odaklanıyorum, astronomi fotoğrafçılığı ilgi alanım. Bir süre önce savaşta kullandığınız fotoğraf makinemle doğada fotoğraf çekiyorum. Benim normale dönüş sürecim yine fotoğraf çekerek oluyor.

SICAK BÖLGELERDE MACERA ARAMAM

Savaş muhabirliği zor bir meslek. Savaş muhabirlerine tavsiyeleriniz nelerdir?

Ben sıcak bölgelerde macera aramanın yanlış olduğunu düşünenlerdenim. Çünkü macera aradığı için yaralanan ya da başka kişilerin ölümüne neden olan insanları tanıyorum. Hayatta kalmak ve en güçlü şekilde işinizi yapmak yeterli. Zaten mesleki tatminin en yüksek seviyede hissedildiği ortamlar. Olağan risklerin dışında ekstra risk almamalı arkadaşlar. Meslekte iyi öğreticilerle, ustalarla çalışma fırsatım oldu. Benim şansım belki de bu. O yüzden tecrübeli meslektaşlarımızla iletişim kurmak, onların tecrübelerinden faydalanmak çok önemli. Bu vesile ile tüm meslektaşlarımı saygıyla selamlıyorum.