ROMA’YA GİDİNCE “İTALYA’YA” GİTTİM DEMEM”

İlhan Eroğlu, kendisini “Türkiye merkezli ödüllü bir manzara ve seyahat fotoğrafçısı” olarak tanımlıyor. Dünyayı geziyor ve kendi deyimiyle “Deliler, çılgınlar gibi fotoğraf çekiyor”. Gittiği ülkeleri, şehirleri araştırıp uzmanlaşıyor. Toskana’da çektiği fotoğrafları, İtalyanlar fotoğrafları nerede çektiğini soruyor. “Gitmezseniz hiçbir zaman bilmezsiniz” diyerek dünyada gitmedik ülke bırakmak istemiyor. Eroğlu; Sony’nin önce Türkiye elçisiyken global marka elçiliğine kadar yükseldi.

Türkiye Güzellikleri’nin jüri koltuğunda oturan isimlerden İlhan Eroğlu’yla fotoğrafın hayatını nasıl değiştirdiğini konuştuk. Resim bilgisini fotoğraflara yansıtan ve çektiği karelerle tablolar yaratan İlhan Eroğlu hayatındaki fotoğraf yolculuğunu anlattı. İşte İlhan Eroğlu’nun anlattıkları;

AYNI GÜN BİR ÜLKEDE GÜN DOĞUMU, BAŞKA ÜLKEDE GÜN BATIMI

“Çocukluğumda tutkum resim yapmaktı. Ortaokul ve lise hayatım Matematik ve Türkçe defterlerime resim yaparak geçti. Üniversite tercihimi de böyle yaptım, dolayısıyla Güzel Sanatlar resim bölümü mezunuyum. Mezun olduktan sonra tekstil işi ile uğraşmaya başladım. Tekstil sektöründe kumaşlar için çok sık yurt dışına çıkıyordum. Bu dönemdeki hobim model araba koleksiyonu yapmaktı. Evimde kurduğum küçük bir stüdyoda bu arabaların fotoğraflarını çekiyordum. Yakın arkadaşım Seçkin Yılmaz’da çok sık yurtdışı gezilerine çıkıyor ve fotoğraf makinesini boynundan çıkarmıyordu. Onun izinde ben de 2010 yılında sahip olduğum makineyi Avrupa seyahatlerime ötürmeye başladım. Fotoğrafta ilerledikçe fotoğraf gezileri de hayatımda ağırlığını daha da hissettirdi. İlerleyen yıllarda bu gezilerim sadece fotoğraf amaçlı oldu. O kadar çok geziyordum ki 4 günde 5 ülke gezdiğim, aynı gün bir ülkede gün doğumu, akşam başka bir ülkede gün batımı çektiğim oldu. Artık en büyük tutkum fotoğraf çekmekti. İnternete bakıp sabahlara kadar gezilecek rotaları araştırırdım. Hangi gün hangi otelde kalacağım bile belli değildi. Araba kiralar yola çıkardım. Resim bilgim ve eğitimimle fotoğrafta kısa sürede ilerledim. Renk bilgisi ve kompozisyona hakim olunca geriye yalnızca fotoğraf makinesini öğrenmek kaldı. Fotoğraf makinesini çok iyi bilen fotoğrafçılar var. Sony’nin dünya elçisiyim. Ama makinenin teknik kısmında boğulmayı çok ta doğru bulmuyorum. Makinenin çalışma disiplininden çok o makine ile ürettiğiniz iş benim açımdan daha değerli. Çektiğim fotoğrafları düzenlerken resim bilgimi kullandım ve kendi renk paletimi oluşturdum.

KIRILMA NOKTASI HÜRRİYET SEYAHAT

2012 yılında İnstagram’ın açılmasıyla fotoğraflarımı burada değerlendirmeye başladım. Benim için kırılma noktası ise Hürriyet Gazetesi’nin Seyahat eki oldu. O gazetede karem kapak fotoğrafı olunca çok insan takip etmeye başladı. Sonrasında Sa et Emre Tonguç ile tanıştım. Fotoğraf üst üste gelen gelişmelerle hayatımın odağı oldu. 2016 yılında Sony’nin Türkiye elçisi sonrasında ise dünya elçisi oldum. Ben Türkiye’de Türk medyasında tam anlamıyla keşfedilmemişken. Dünyadaki birçok dergiye fotoğraf veriyordum, hatta her ay bir iki yabancı prestijli dergide fotoğrafım yayınlandı. İyi bir arşivim var. Ve bu sayede daha çok tanındım. İsviçre fotoğrafını İsviçre’deki bir firma, İtalya fotoğrafını İtalya’nın büyük firmalarına satmaya başladım. Teklif hep paylaşımlarım sayesinde onlardan geliyordu. Ben kimseye bugüne kadar ‘Benimle çalışır mısınız?’ demedim.

 

 

İLHAN EROĞLU KİMDİR?

1978 yılında İzmir’de doğan İlhan Eroğlu, İzmir’de yaşıyor. Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü mezunu Eroğlu, mezuniyetinin ardından tekstil sektöründe çalıştı. Hobi amaçlı seyahatlerinde fotoğraf çekerken fotoğraf çekmek için seyahat etmeye başladı. 50’dan fazla ülkeye fotoğraf çekmek için seyahat etti. Birçok ülkeye ise defalarca gitti. Fotoğraf tutkunları ile bu anları paylaşmak için çok sevdiği yerlere fotoğraf turları düzenlemeye başladı. Bu arada Sony Fotoğraf makinelerinin Global Marka Elçisi oldu. Beautiful Destinations, Lokai, Ögon Designs (Fransa), Harper & Brooks Watches (Norveç), Czech Tourism, Prague Tourism, The Luxury Collection, Hotel Danieli (Venedik, İtalya), Gritti Palace (Venedik, İtalya), Hilton (Bali, Endonezya), Sheraton (Bali, Endonezya), Padma Resort Legian (Bali, Endonezya), Padma Resort Ubud (Bali, Endonezya), Caresse Resort Bodrum, Lipton, Arçelik, DeFacto, Onedio.com, Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı gibi bir çok ulusal ve uluslararası marka ile fotoğraf çalışmaları yürüttü ve yürütmeye devam ediyor. Merkezi New York’ta bulunan, dünyanın en büyük ve en saygın fotoğraf ve ev elektroniği şirketlerinden Adorama’nın hazırladığı ve bu çağın yaratıcı fotoğrafçıları aracılığıyla, fotoğrafın gelişen ve değişen estetiğine ışık tutmaya çalıştığı “Through The Lens” isimli belgeselin bir bölümüne konuk oldu. Fotoğrafları National Geographic, Digital SLR Photography, Practical Photography, Digital Photo, Hürriyet, Alem, Bakka Bülten, Magma, SkyLife, Onedio, 500px gibi birçok ulusal ve uluslararası gazete, dergi, web sitesi ve seyahat blogunda yayınlandı, bir çok mecrada kareleri Yılın Fotoğrafı, Ayın Fotoğrafı seçildi.

 

 

 

ROMA’YA GİDİNCE İTALYA’YA GİTTİM DEMİYORUM

Bu gelişmelerle bir arkadaşımın ısrarı ile fotoğraf turları yapmaya başladım. Hatta ilk turumuz Endonezya oldu. 12 ila 16 kişi ile fotoğraf turu düzenliyorduk. Seçkin Yılmaz beraber bir tur yapmayı teklifi etti. Benim için asıl fotoğraf turlarının başlaması da böyle oldu. Tam anlamıyla kendi turumuzu kurduk. Müthiş ilgi gördük. Onun turizm deneyimi ve benim fotoğrafçılık bilgisi birleşince Türkiye’de butik bir tur haline geldik. Yılda 2-3 tur yapıyorduk. Yılda 4 tur 5 tur olunca sürekli yurtdışı. İki ortaklı, ihracat yapan firmalara kumaş sattığım tekstil firmam vardı. Turlar yüzünden tekstil işleri aksamaya başladı. Bir karar aşamasına gelince ben hobi olarak yaptığım fotoğrafı işim olarak seçtim. Çünkü tekstil işinde mutlu olsam da Turlar hem eğlenceli hem de geri dönüşleri muhteşemdi. Bugün kişiye özel turdan grup seyahatlere kadar yılda 15-20 tur yapıyoruz. Kaç ülkeye gittiğimi saymadım ama 50’den fazla ülkeye gittim. Ama benim için sayıdan çok gittiğim ülkeyi tanımak önemli. Fransa, İtalya, İsviçre, Almanya, Patagonya, Endonezya, Fareo Adaları, Avusturya, Slovenya, Çekya, Norveç başta olmak üzere onlarca ülkeyi avucumun içi gibi biliyor, o ülkeyi ve o kültürünü yaşıyorum. Roma’ya gidince İtalya’ya gittim demiyorum. İtalya’nın en ücra köşesini bile bilirim. Gittiğim ülkeleri, şehirleri araştırıyorum. Birçok ülkeye o kadar çok gittim ki O ülkede bir kasabada yaşayan bile bana lokasyon soruyor. Mesela, Toskana’da çektiğim fotoğrafları, İtalyanlar nerede çektiğimi soruyor. Bu da beni mutlu ediyor. Gitmezseniz hiçbir zaman bilmezsiniz. Bu düşünceyle gitmedik, gezmedik, tanımadık yer bırakmak istemiyorum. Deliler, çılgınlar gibi fotoğraf çekiyorum. Belkide bu çabanın ödülü İnstagram profilim “ilhan1077”, bugün 1 milyona yakın takipçisi var. Bana soruyorlar fotoğrafa dair öneriniz nedir? Söylediğim tek bir şey var. Fotoğraf çekmek bir birikimin sonucunda gerçekleşen eylem. En başta yapılması gereken gitmek istedikleri ülke ya da şehirler üzerinde uzmanlaşmaları, çok araştırma yapmaları. Ya da profesyonel hizmet almalarını tavsiye ederim. Güzel fotoğraf çekmek içinde ilkbahar ve sonbahar mevsimini tercih edebilirler.