DEPO İhtiyaçtan Doğdu

ABDURRAHMAN ANTAKYALI / DEPO PHOTOS GENEL YAYIN YÖNETMENİ

Türkiye’de bir kolektif ajans olarak kurulan ancak çok geniş bir çalışma alanı ile çalışmaya başlayan ilk kurum belki de Depo Photos… Nasıl doğdu?

Depo Photos resmi kayıtlara göre 5 yıllık bir ajans, ancak fikir bazında çok eskilere dayanıyor. Ülkenin görsel kayıtlarını tutacak, bunları arşivleyecek, geçmiş kayıtları çatısı altında toplayacak bağımsız bir fotoğraf ajansına duyulan gereksinimin sonucudur Depo Photos. Bütün bunlar için güçlü ve özgün bir arşiv yazılımı gerekiyordu, bununla başladık somut adımlarımıza. Yazılımımız tamamlanır tamamlanmaz da hazırladığımız görseller sisteme aktarıldı ve ajansımızın yolculuğu somut olarak başladı.

İsim neden Depo seçildi?

Ajansın isim babası Harun Antakyalı… Proje üzerinde konuşurken hedeflerimizi anlattığımızda, “yani bir tür görsel deposu kurmayı planlıyorsunuz, içerik zaten kendi ismini bulmuş, Depo en iyi isim bence” dedi. D ve P harflerinden sonsuzluk işareti oluşturdu. Fotoğraflarıyla da Depo’ya katkı sağlayan sevgili arkadaşımız Hüseyin Türk de logomuza son halini verdi.

DEĞİŞEN DÜNYADA YENİ BİR YOL ÇİZDİK

Kuruluşta dikkat çeken Anadolu Ajansı’nda birçok başarılı işe imza atan isimlerin yan yana gelmesi. Ekip olarak uzun yıllardır basın fotoğrafçılığının içindeyiz. Foto muhabirliği, editörlük, arşiv yönetimi, abone ilişkileri, pazarlama gibi birçok konuda edindiğimiz uzun yılların deneyimleriyle hareket ediyoruz. Bunda tabii ki AA’da edindiğimiz deneyimlerin payı çok büyük. Değişen dünyada bu değişimi takip edip yeni bir yol çizdik kendimize. Bu süre içinde kat ettiğimiz mesafe, rotamızın doğruluğu hakkında çok sayıda ipucu içeriyor.

Şu anda kaç foto muhabiri ya da fotoğrafçı Depo Photos ile çalışıyor?

300’ün üzerinde foto muhabiri, fotoğrafçı, koleksiyoner Depo’ya içerik üretiyor. Aramızdan ayrılan, saygıyla andığımız Hüseyin Ezer, Fikret Otyam, Hikmet Tanılkan, Sami Pekşirin, Osman Darcan, Bahattin Haskokar gibi önemli isimlerin aileleri de babalarının çektiği birbirinden önemli fotoğraflarını, Depo Photos aracılığıyla ülkemizin hizmetine sunuyorlar. Bize duydukları güvenden dolayı kendilerine bir kez de TFMD aracılığıyla teşekkür etmek istiyoruz.

Depo’nun pazarı neresi, nasıl bağlantılar kuruyorsunuz?

Oldukça geniş bir yelpazede alıcı kitlemiz var. Gazeteler, dergiler, internet siteleri, mobil uygulamalar, televizyonlar, yayınevleri, müzeler, siyasi partiler, halkla ilişkiler şirketleri, resmi kurumlar ilk anda akla gelenler. Sadece ülkemizde değil, dünyadan da önde gelen ajans ve diğer medya kuruluşlarından fotoğraflarımıza yönelik talepleri hızlı bir şekilde karşılıyoruz. Yaptığımız işin içeriğinin gücü, talepte en belirleyici yöntem.

Depo Photos’un fotoğrafçıları daha çok nasıl fotoğraflar üretiyor?

Ana hedefimiz, medya kuruluşlarına ihtiyaç duyacakları içeriği sağlamak. Bu içerik, siyasetten spora, sağlıktan bilim ve teknolojiye dek uzanan çok sayıda kategoride her gün güncelleniyor. Kullanıcılarımız, sadece anlık gelişmeleri değil, ülke ve dünya tarihinin kilometre taşı olaylara ilişkin görsellere de kolaylıkla erişebiliyor.

Türkiye’nin en büyük arşivlerinden birine sahip oldunuz. Nasıl sağlandı bu?

Tamamen birebir ilişkilerle diyebiliriz. Biraz önce de belirttiğim gibi, ekip olarak uzun yıllardır medyanın içindeyiz. Bu fikri paylaştığımızda, gencinden yılların deneyimine sahip ağabeylerimize dek fotoğraflarıyla katkı sağlayanların bize duydukları güven onur verici.

ÇOK DEĞERLİ PROJELER ÜRETİLİYOR

Kolektif ajansların Türkiye’deki durumunu nasıl buluyorsunuz?

Çok iyi işler üreten ajanslar var ülkemizde. Sayıca fazla olmadığımızdan birbirimizin işlerini detaylı takip şansımız oluyor. Türkiye’deki fotoğraf kolektifleri, genelde sınırlı sayıdaki foto muhabiriyle, spesifik konularda, uzun süreli projelere yönelik çalışıyor. Çok değerli projeler üretiyorlar. Ancak temel sıkıntı, ülke medyasının bunlara yer vermemesi, yer vermek isteyenlerin de bütçe ayıramayacak durumda olması. Bu tarz çalışma modeli fotoğrafçıları zorluyor. O nedenle kuruluşlarından bir süre sonra kapanan kolektif ajansların sayısı az değil.

Durum dünyada ne kadar farklı?

Dünyadaki kolektiflerin medya kuruluşlarıyla birebir ilişkilerinin daha güçlü olduğunu düşünüyorum. Ülkemizde yeni bir gelenek olan bu tarz ajansların, 60-70 yıllık kurumsallaşmış örnekleri var. Magnum Photos, Black Star, Sipa gibi… Değişime ayak uyduranlar hala varlıklarını sürdürüyor, diğerleri ya kapanıyor ya da dev medya kuruluşları tarafından satın alınıyor. Telif haklarına verilen önem, yayın çeşitliliği, yerleşik fotoğraf kültürü gibi etkenler bizlerin başlıca handikapları ne yazık ki.

Kolektif fotoğraf ajanslarının Türkiye’de ve dünyada geleceğini nasıl görüyorsunuz?

“Değişim” çağımızın en geçerli kelimesi. Sevseniz de sevmesiniz de, oyunda kalabilmek için mevcut durumu ve en azından yakın vadede olabilecekleri ciddi takip etmeniz gerekiyor. Bir gazete ya da haber sitesini düşünün; her alanda farklı haber konularıyla okurlarının karşısına çıkıyorlar ve bu içeriklerini karşılayacak görsellere gereksinim duyuyorlar. Depo olarak kurgumuzu tüm bu içeriğe yanıt verecek şekilde tasarladık. Yazılım satışından özel çekimlere, freelance editörlük hizmetinden, filmleri dijital ortama aktarmaya kadar farklı gelir modelleriyle yaptığımız işi yürütüyor ve güçlendirmeye çalışıyoruz.

1 Milyon 200 Binden Fazla Kare

Fotoğrafçı Depo Photos’a nasıl ulaşabilir, burada çalışmanın kriterleri neler?

Bu soruyu, kısaca içeriğimize uygun görsel üretimi ve süreklilik olarak yanıtlayabiliriz. Ayrıca, ülke tarihine ilişkin görsel arşivler bir diğer önceliğimiz. Ellerinde böyle bir arşiv olup değerlendirmek isteyenler depo@depophotos.com adresinden bizimle iletişime geçebilir. Önemli bir diğer not; özellikle Anadolu’daki arkadaşlarımıza, yerel gazetelere kapımız açık. Depo Photos’un sistemine ekleyecekleri fotoğraflarının satışından elde edecekleri pay ile ek gelir elde etme olanakları var.

Depo Photos’un fotoğraflarına nasıl ulaşılabilir?

Şu an abonelerimiz kendilerine tanımladığımız şifrelerle sistemimize girip 1 milyon 200 binden fazla fotoğrafımızdan yararlanabiliyorlar. Ancak içeriğimizin tüm kamuoyuna ön izlemeyle gösterilmesi konusunda yoğun istek alıyoruz. Kısa vadeli projelerimiz arasında bu isteği karşılamak da yer alıyor.

Güngör Özsoy – Depo Photos

Çok kısa bir sürede 1 milyon 200 bini aşkın kare ile Türkiye’nin en geniş fotoğraf arşivine sahip olan Depo Photos’a, 300’ün üzerinde foto muhabiri, fotoğrafçı ve koleksiyoner içerik üretiyor. Depo Photos’un kurucuları, ajansı “büyük ve gittikçe daha da büyüyecek bir fotoğrafçı kolektifinin görünen yüzü” olarak tanımlıyor.