Emin Özmen

Yaptığı başarılı işlerle tüm dünyada ses getiren foto muhabiri Emin Özmen, Mangum Fotoğraf Ajansı’na seçilen ilk Türk oldu.

Röportaj: Serhat ÇELİK

Dünya’nın en önemli fotoğraf kooperatifi sayılan Magnum Ajansı, 70 yıllık tarihinde ilk kez bir Türk fotoğrafçıyı bünyesine aldı; Emin Özmen. Dünya basın fotoğrafçılığı alanında son yıllarda aldığı ödüllerle ve yürüttüğü başarılı projelerle adınından söz ettiren Emin Özmen, DEAŞ vahşetini dünyaya duyuran fotoğraflara imza atan ilk isim olmuştu.

HAYAL BİLE EDEMEZDİM

Emin Özmen Magnum’a uzanan öyküsünü şöyle anlattı:

Magnum, bugüne kadar benim fotoğraf gözümü eğiten en önemli merkez oldu. Bugün 70 yılı geride bırakmış bir ajans. İkinci dünya savaşının öncesine uzanan bir dönemden beri dünyada yaşanan birçok hikayenin görsel bir arşivini barındırıyor. Tarihi ve fotoğrafı Magnum fotoğrafçılarının kaydettiği anlarla/tanıklıklarla öğrendim diyebilirim. Bir gün Magnum’a  katılmayı belki hayal ettim. Ancak bunu hayal bile etmeniz zor, bende bir hedef haline getirmedim, böyle bir çabam olmadı. Çünkü bu çaba ile gerçekleşen bir süreç değil, davet edilmeniz gerekiyor. Ben bugüne kadar yaptığım işlerle bölgede yaşanan önemli gelişmeleri olabildiğince yakın şekilde takip ettim. Bunu bazen kendi çabalarımla bazen beni destekleyen editörlerle, dergilerle yaptım. Bu çalışmalarımın Magnum’un dikkatini çekmiş olması tabi ki çok önemli benim için.

BEŞ YIL ÖNCE AJANS KURDUM

Beş yıl önce butik bir fotoğraf ajansı şeklinde tanımlanabilecek olan Agence Le Journal’i kurduk. Le Journal, hem Türkiye hem bölge için bir ihtiyacın ürünüydü. Son 5 yıldır vaktim ve enerjimin büyük kısmını bu Le Journal’i geliştirmek için harcadım. İyi işler yaptık, önemli bir dönemi belgeledik ve Le Journal’i uluslararası düzeyde ciddi bir bilinirliğe kavuşturduk. Şimdi Le journal kendi ayakları üzerinde-kendi hedefleri yönünde ilerlemeye devam edecek. Bense Magnum’la biraz daha farklı ama aslında aynı dünyayı yeniden keşfetmek üzere keyifli bir maceranın içinde olacağım. Bu çok heyecan verici ve motive edici bir olay benim için. Eylül başında Berlin’de Contemporary Photography from Turkey başlıklı bir sergimiz olacak. Ardından Perpignan fotojurnalizm festivaline katılarak diğer Magnum fotoğrafçıları ile birlikte portfolyolar değerlendireceğiz.

MAGNUM HİKAYESİ BÖYLE BAŞLADI

Magnum fotoğrafçılarının bir kısmı ile uzun zamandır tanışıyorum. Özellikle Nikos Economopulos, Patrick Zachman ve Jerome Sessini ile yakın bir arkadaşlığımız gelişti zaman içinde. Ancak adaylığım ile ilgili ilk gelişme geçtiğimizi yıl Fransa Perpignan’da yaşandı. Paolo Pellegrin ile meşhur La Poste meydanında bir sohbetimiz oldu. ‘Magnum’da birçok fotoğrafçı senin işlerini takip ediyoruz, devam et Emin’ dedi. Bu cümleyi o an için herhangi bir yere oturtmaya çalışmadım ancak bu ve bunun yanında söylediği cümleler gurur vericiydi. Aradan birkaç ay geçti Musul operasyonunu takip etmek üzere Kuzey Irak’tayken yine Paolo Pellegrin ile tamamen tesadüf bir şekilde aynı cephede karşılaştık. Aynı cümleleri bu kez altını çizerek tekrarladı ve beni Paris’e davet etti. Magnum’a katılmak için başvurular herkese açık ancak üyelik sürecinin Magnum’un daveti ile gerçekleştiği biliniyor. Ocak 2017 de bu davet üzerine Magnum ofisine gittim. Bir grup Magnum fotoğrafçısı ile oturup işlerime göz gezdirdik ve benim Magnum sürecim böylece başlamış oldu. Her yıl Londra, Paris veya Newyork’ta gerçekleşen yıllık olağan toplantılarında tüm Magnum fotoğrafçıları biraraya geliyor ve ajans ile ilgili her konu masaya yatırılıyor, varsa ajansa katılacak adayları belirliyorlar. Bu yıl o toplantı ajansın New York ofisinde gerçekleşti ve adaylığı tartışılan onlarca Arnavutluk vatandaşı Enri Canaj, İspanyalı Cristina Del Midel ve ben Magnum’a aday olarak katılmış olduk. Magnum’un adalığın gerçekleşmesi için %51 oy gerekli.

4 YIL BİR KONUYU FOTOĞRAFLAYACAĞIM

Süreç bugüne kadar Magnum ailesine katılan tüm fotoğrafçıları için 70 yıldır aynı sistemle seçiliyor. 2 senelik bir sözleşme yaptık ve bu süreç boyunca Magnum ajansı tarafından temsil edileceğim. Sahip olduğum haklar ajansın diğer tüm fotoğrafçıların sahip oldukları ile aynı. 2 yıl sonunda çalıştığım ana konulardan birini geliştirip tekrar masaya koymam bekleniyor, bu kez %66 oranında bir kabul görmeniz gerekiyor. Tamamdır derlerse associate (yetkisiz üye) oluyorsun ve aynı konuya 2 yıl daha devam etmen, geliştirmen bekleniyor. Ve toplam 4 yıl sonunda asıl üye olabiliyorsun. Bu 4 yılllık süreç sizin bir konuya ağırlık vererek tüm enerjinizle geliştirmenizi amaçlayan bir dönem.

TÜM MAGNUM FOTOĞRAFÇILARI AYNIYOLDAN GEÇİYOR

Adaylığım anons edildiğinde Paolo Pelegrin, ‘Bu süreç hepimizin içinden geçtiği ve bizi daha iyi fotoğrafçılar haline getiren bir süreç’ cümlelesini kurmuştu. Ajansa katılan fotoğrafçıların büyük bir kısmının en iyi işlerini bu dönemde yaptığını belirtti. İsimleri ve işleri çok kıymetli, saygı duyduğum bir çok fotoğrafçının yer aldığı bir aile Magnum. Rober Capa, Henri Cartier Bresson, Josef Koudelka, Nicos Economopoulos, Abbas, Martin Parr, Alec Webb ve daha birçok efsanevi fotoğrafçıyla Magnum, bugünlere geldi. Ben henüz 32 yaşındayım, fotoğrafımın halen gelişmekte olduğunun farkındayım, bu süreç içerisinde buradan öğreneceğim çok şey olacak. Fotoğrafımı daha iyi bir noktaya getireceğimden, daha derin ve etkili işler yapacağımdan eminim. Bu işlerle Magnum’a da katkı sunacağımdan şüphem yok. Fotoğraflarımla yakın coğrafyamda yaşanan hikayeleri bir araya getirmeye çalışacağım. Bu konuların dışında elimden geldiğince dünyada ve bölgede yaşanan yeni gelişmeleri takip etmeye devam edeceğim.

EMİN ÖZMEN KİMDİR?

Emin Özmen 1985 yılında Sivas’ta doğdu. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde fotoğraf bölümünden mezun oldu. 2008’de Türkiye’de mikro-krediler ile kendilerine iş kuran kadınların hikayelerinin derleyerek ve “Anadolu İnsanları” ve “Mikrokredi Hikayeleri” adlı iki kitap yayınladı. Aynı yıl, Avusturya’nın Linz şehrinde Sanat ve Tasarım Üniversitesi’nde belgesel fotoğraf eğitimi aldı. 2011’de Somali’deki kuraklığı belgeledi, bu çalışması aynı yıl kitap haline getirildi. Yunanistan’da ekonomik protestolarını ve Japonya’da yaşanan Tohoku Tsunami-depremini belgeledi. Ertesi yıl, Suriye iç savaşı ve Işid’in Irakta yarattığı krizleri ele aldı. Emin Özmen, 2012 yılından bu yana “Araf” adlı uzun süreli projesi ile “Mülteci” olmaya zorlanan insanların hikayelerini Suriye, Irak, Türkiye, Yunanistan, Makedonya, Sırbistan, Hırvatistan, Macaristan, Avusturya, Almanya, İtalya ve Fransa’ya gerçekleştirdiği seyahatler ile belgelemeye çalışıyor.  Çalışmaları TIME dergisi, New York Times, Le Monde dergisi, Paris Match, Der Spiegel, L’Obs ve daha birçok medya tarafından yayınlandı. Fotoğraflarından biri 2013 Yılının En İyi 10 Fotoğrafı olarak TIME tarafından seçildi. Dünyanın en önemli basın fotoğrafçılığı ödülü olarak gösterilen World Press Photo’da 2012 ve 2013 yıllarında 2 kez Türkiye’ye ödül getirdi. Bayeux Calvados Savaş Savaş fotoğrafçıları festivali 2014 te Emin Özmen’e halk-fotoğraf ödülü verdi. Bunların yanında Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin organize ettiği Türkiye’nin en prestijli basın fotoğrafçılığı ödülleri Yılın Basın Fotoğrafları’nda fotoğrafçı birçok çalışması ile ödüllendirdi.  2016 yılında Özmen, World Press Photo Multimedya yarışmasına jüri üyesi olarak seçildi. 2013’te bağımsız fotoğrafçılarla birlikte İstanbul merkezli fotoğraf kolektifi Agence Le Journal’ı kurdu. 2017’de Magnum Photos’a katıldı. Halen İstanbul’da yaşıyor ve uzun soluklu projeler üzerinde çalışıyor.

MAGNUM FOTOĞRAFÇISI OLMAK ZOR İŞ

İkinci Dünya Savaşı sonrasında fotoğraf dünyasının dört efsane ismi Robert Capa, Henri Cartier-Bresson, George Rodger ve David Seymour 1947’de bir araya geldi ve  Magnum Ajansı’nı kurdu. Uluslararası alanda serbest çalışan fotoğrafçıları bir araya getiren kooperatif nitelikte ilk ajans olan Magnum kuruluşundan bu yana 70 yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına karşın, hala dünyanın en saygın ajanslarından biri olarak değerlendiriliyor. Efsanevi fotoğrafçıları bir araya getiren Magnum, elitist yapısını bugün de koruyor. Magnum, bir kooperatif olmakla birlikte, üyelik koşullarının oldukça zorlaştırıldığı bir yapı. Magnum’da üç çeşit üyelik söz konusu. Bunlar sırasıyla, aday üyelik, yetkisiz (associate) üyelik ve asli-tam üyeliktir. Portfolyoların değerlendirilmesi sonucu yapılan oylamada başarılı bulunan fotoğrafçılar “aday üye” statüsü kazanırlar ki her yıl yanızca bir veya iki fotoğrafçı bu hakkı kazanabilir. İki yıl süren aday üyelik sonucunda fotoğrafçıdan yeni bir portfolyo sunmasının ardından, başarılı bulunduğu takdirde bu kez yetkisiz üyelik dönemi başlar. Yetkisiz üyenin tam üyeden tek farkı oy kullanma hakkına sahip olmaması ve ajans başkanlığına seçilme hakkının bulunmayışı. Bu üyelik statüsünde de iki yılı tamamlayan fotoğrafçı, bu kez yeni bir portfolyo sunarak tam üyelik için başvurabilir. Tam üyelik statüsü kazanan bir fotoğrafçı, kendi isteğiyle ayrılmadığı takdirde, ömür boyu tam üyelik statüsüne sahip olabilir.